"Düşünce ve yazıda özgür olmak isterim, dünya davranışımızı yeterince sınırlıyor."
Wolfgang Van Goethe
______
Osman Şahin'in okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki otobiyografik öğelerin ağırlıkta olduğu Kolları Bağlı Doğanlar kitabıydı. Selam Ateşleri- Ay Bazen Mavidir kitabında birbirine yer yer tema, konu veya ele alınan duygu
Benden Selam Söyle Anadolu'ya, yüzyıllardır dostça, kol kola yaşadığımız Rumlarla nasıl kanlı bıçaklı olduğumuzu, nasıl gözümüz dönmüşcesine birbirimize kıydığımızı objektif bir perspektiften anlatan bir eser.
Efes yöresinde şu anda ismi Şirince olan Kırkıca'da yaşayan Manoli Aksiyatis bir Anadolu Rum köylüsüdür ve onun anlatımından okuyoruz
Güçlü devletlerin Türkiye'deki yer alti zenginliklerini elde etmek için Yunanları maşa olarak kullanıp iki halkı bir birine düşürme girişimlerini konu alan bir kitap.
Dostluğun dl,din,dil gibi ayrımları tanımadığını cok güzel vurgulamış yazar.
Son paragrafi sanki bütün kitabin özetidir. "Anayurduma selam soyle benden kor Mehmed'in damadi. Benden selam soyle Anadolu'ya. Toprağını kanla suladik diye bize garezlenmesin. Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatlarin Allah bin belasını versin!"
Yıllarca tek taraflı dinledigim savaş dönemini bir Rum'un gözünden bakmak farklı bir deneyim oldu ...
Ah Anadolu ,o zamanda gözleri yasli ana doluymuşun,simdi de ...
Benden selam söyle Anadolu'ya... Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin... Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların, Allah bin belasını versin!.
Kitabın son sayfası ve son satırları bir nevi yaşananların, olmaması gerekenlerin, insan onurunu kıran, savaşın vahamet'ini, vahşiliğini, insanda bambaşka ruhsal yapıların oluşturduğunu "keşke böyle olmasaydı, keşke yaşananlar sadece ama sadece keşkelerin hamurunda kalsaydı gerçek olamasaydı bunca şey." demeye getiren. vicdan muhasebesinin özeti gibi...
Yazar kitabını şu paragrafla bitiriyor zaten...: Anayurduma selam söyle benden Kör Mehmet'in damadı ! "Benden selam söyle Anadolu'ya.. Toprağına kanla suladık diye bize garezlenmesin...Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların, Allah bin belasını versin !...
Kitabın anlatımı, gayet güzeldi.
Yazar olayları objektif bir persfektif içerisinde kaleme almış olsa da bazı tarihi yanılgıların, çelişkilerin varlığını yadsıyamam. Kaleme alırken biraz objektifliğin zedelendiği hissi vermiyor değil.
Ayrıca kabul edemeyeceğim bazı şeylerin olduğunu da itiraf etmeliyim.; -Kitabın başından sonuna kadar ki düzenli ordunun
kurulmasından sonraki evrelerde dahi Türk Askeri
ne hala "Türk Çeteleri" demsi.
-40 bin Yunanlı savaş esirinin çukurlara doldurulup
silahla taranarak katledilmesi iddiası.
- 9 Eylülde Türklerin İzmir e girme aşamasın da
yerli halkın ve askerlerin bilhassa Ermenileri kat-
ledip ocaklarını, evlerini ateşe vermesini.
Gibi.
"Anayurduma selam söyle benden kör Mehmet in damadı! BENDEN SELAM SÖYLE ANADOLU YA! Toprağını kanla suladık diye bizi garezlemesin....Ve kardesi kardese kırdıran cellatların Allah bin belasını versin!"
......
Bir Kurtuluş Savaşı destanı ama isgalci devletin askerinin gözünden....
Öylesine tarafsız, öylesine yalın ve öylesine çileli
......
Bu topraklar nasıl böyle kan kokar acı kokar çile kokar. Kapitalizm haritaların uzerinde kalem oynatıp istedigi ülkenin uzerini çizerken nasıl barıs çıgırtkanlığı yapar. Ulusların kendi kaderini tayin hakkı kimi zaman kime hizmet eder.
.......
Kurtulus Savaşında bir Yunan askeri Manoli, yuregi insan sevgisiyle dolu, Komsuları Türk, arkadasları Turk kimi zaman sevdalandıgı kız Türk. Kime karşı savaştı Manoli kimin ugrunda kaybetti sevdiklerini...Analar kime kurban verdı bağırlarında ölüme yatan yavrularını...
.......
Bir millet yok ki zulmetmemiş olsun, bir millet yok ki zulüm görmemiş olsun.
.......
Keyifli okumalar!
O kadar çarpıcı ki roman, şu kısmı bile yaşanan tüm acıları anlatmaya yeter:
"Ve sen Kör Mehmet’in damadı! Hele sen! Niye öyle tiksinerek bakıyorsun yüzüme? Öldürdüm evet seni, ne olmuş! Ve işte ağlıyorum. Sen de öldürdün! Kardeşler, dostlar, hemşeriler! Koskoca bir kuşak, durup dururken katletti kendini! Anayurduma selam söyle benden Kör