"Çoğu insanın yol açmaya cesareti yoktur.Ya sağa döner ya sola;üçüncü bir yoldan yürümek istemez.Hep hazır yola sapmaya çalışır.Kendi taş yolunu döşeme gayretini bir türlü sarf etmez.Bu bir cüret,cesaret meselesidir.Ama şunu bilin ki hayatta ancak kendi fillerini Alp Dağı'ndan aşıran,aşırmayı düşleyen insanlar başarılı olur."
"Bir hedef bulacaksınız,o uğurda çalışacaksınız,hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız,yol yoksa da o yolu yapacaksınız.Hayattaki gayemiz budur."
Size yardımcı olabilecek tek bir kapı vardır ve o da içinizdedir.İçinize doğru dalışa geçtiğinizde, varoluşun içine dalmış olursunuz.İşte tam o anda her şeyle muazzam bir birlik içinde olduğunuzu hissedersiniz.
"İnsanlar her şeyi hem kendileri hem de başkaları için zorlaştırıyorlar.Yine de bir dağı aşmak zorunda olan bir seyyah gibi bu konuda susmak en iyisi;elbette dağ olmasa,yol çok daha rahat ve kısa olur ama sonuçta orada ve aşılması gerekiyor!"
"Biz insanlar güzel günlerin azlığından, kötü günlerinse çokluğundan sık sık yakınırız.Bana kalırsa bu doğru bir bakış açısı değil.Tanrı'nın bize her gün sunduğu güzel şeylerin tadını çıkaracak kadar kalbimizin kapıları açık olursa, başımıza gelen kötü şeylere katlanacak gücümüz olur"
"Bunu öğren,kafana iyice sok,kızım"dedi Nana
"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi,bir erkeğin suçlayan parmağı da daima,mutlaka bir kadını gösterir.Her zaman.Bunu hiç unutma,Meryem."
Bakıyorum da insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek,her yaptıklarını alkışlamak.
Önceleri kitapları sadece uyumamak için okuyordum.Sonra daha dikkatle,kendimi iyice vererek okumaya başladım.Önümde,o zamana kadar hiç bilmediğim, tanımadığım,yepyeni bir dünya açıldı.