Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eski Kitap ve Kartpostallar Sahaflar Çarşısı'nda bugün litografi baskı taşları ve matbaa gereçlerinin teşhir edildiği vitrinin bulunduğu yerde Burhan Tezergil'in sergi açtığı barakası vardı. Bu sergide her dilden ve konudan kitap, dergi, risale bulunurdu. Hülasa Burhan Tezergil ne bulursa alır ve satardı. Eline geçen eski
"...yedi kruvasan yedim. Bir kahve daha istedim. Sonra gözlerimi son derece ağırbaşlı bir tavırla garsonun gözlerine diktim. Zavallı çocuk o sırada onu sınava çektiğimi nereden bilsin. 'Borcum ne kadar?' 'Kaç kruvasan yediniz?' 'Bir,' dedim. Garson neredeyse boşalmış olan kruvasan sepetine baktı, bir de bana. Sonra gözlerini yeniden sepete dikip kafa salladı. 'Hadi canım, benimle dalga geçiyor olmalısınız.' 'Belki ikidir,' dedim. 'Neyse tamam, anlaşıldı' dedi garson. 'Beni aptal yerine koydun ama boşver. İki kahve, bir kruvasan yetmiş beş santim yapar.' Zevkten dört köşe, çıktım. İçimde birileri şarkı söylüyordu; kruvasanlar olmalıydı. O günden sonra Capoulade'ın en iyi müşterisi oldum. Zavallı Jules -koca Fransızın adı buydu- bazen çekingen, kendine de pek güvenemeyen bir ses tonuyla söylenirdi: 'Gidip başka yerde tıkınamaz mısın? Senin yüzünden patronla başım belaya girecek.' 'Tıkınamam,' derdim. 'Sen benim hem anam, hem babamsın.' Bazen içinden çıkamadığı aritmetik problemlerine dalardı ve dalgın dalgın onu izlerdim. 'İki kruvasan mı? Gözümün içine baka baka utanmadan böyle diyorsun ha? Üç dakika önce sepette tam dokuz kruvasan vardı.' Hiç üstüme alınmazdım. 'Her yer hırsız kaynıyor,' derdim. 'Yok canım,' derdi Jules hayran hayran, 'Ne akıllı çocuksun sen. Ne öğrenimi gördün bakayım?' 'Hukuk. Hukukta lisans yaptım.' 'İyi b*k yedin pis herif,' derdi Jules. Sonra hesapladım; 1936 ile 1937 yılları arasında Capoulade tezgahında para ödemeden bin ila bin beş yüz arası kruvasan yemişim. Bunu devletin verdiği yüksek öğrenim bursu gibi düşündüm."
Sayfa 190 - XXIV. BölümKitabı okudu