Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
... Patikayı oluşturduğumda günler, haftalar, belki aylar geçmişti... Bir gözyaşının patika oluşturması ürkütücü ama aynı zamanda umut vericiydi. Bu patikadan koşarak geçebileceğimi fark ettim. Benim patikamdı çünkü, benim gözyaşlarımdan oluşan... Herhalde nerelerde düşüp kalkacağımı bilebilirdim. Ama insanın kendi bilinirliğinde düşmesi çok vahimdi. ...
"Benim ruhum artık bu dünyaya fazla... Sana sevgim fazla, Sokaklarda başıboş dolaşıyorum... Sahi sevmek neydi? Sevmek ruhla başlamaz mıydı? Hiç mi sevmedin? Yani hiç mi sevilmedim?" #kalemimden
Reklam
Artık
Sen hiç bitmeyen o şarkı. Ben hiç durmayan bozuk plak. Sonsuzluğa sarılıp uyumuşuz Rüyalarda kavuşmuşuz… (Benim kalemimden)
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Taş Duvarlar
Şimdi bir gün bana gelip neden diye soracaksın. Sen benden vazgeçtin, ben hiçbir şey yapmadım diyeceksin. İşte bütün mesele bu. (Benim kalemimden)
Reklam
Ahde Vefa
Sadece sana olan sevgimin, sende kendinin en iyi halini bulmak için bir kıvılcım uyandırmasını ve bana en iyi halinle gelmeni istedim. Çünkü sen beni sevdikçe sana en iyi halimle gelmek istedim… (Benim kalemimden)
Sultanım , Şahım Azad eyle bu teni , daha da zarar vermesin bu bedeni Yumuşaktır benim kabuğum , tan eylemeye gelmez , Sensin benim umudum azad eyle beni Zordur insan ağırdır ahir zaman, Gideyim kırayım bu kafesi
Bize Bu Yapılır Mıydı?
Günlerden bir ekim sabahıydı. Hava soğuk ve kasvetli... İşe gittim ama her zaman ki sıkıcı ve yorucu insanoğlu ile ilgilenmek çok daha canımı sıkmıştı. Zaten Firuze'de tek satır söylemeden beni terk edip askerden yeni gelmiş yağız delikanlıya kaçmıştı. Canım patlayacak sandım, yanardağlar gibiydim. Ama dışım öyle hüsran, öyle sıkkındı. Sahile
Kendini değersiz hissetmek
Son zamanlarda bu hissi o kadar çok yaşıyorum ki. Çünkü çevremde sayısız insan var ama derdimi anlatsam ya anlamıyorlar ya da yokmuş gibi geçiştiriyorlar. Oysa ben içimdekileri birilerine anlatıp konuyu kapatmak istiyorum. Ama sanki kimse beni dinlemiyor gibi. Kimse benim yerimde olmak istemiyor gibi... Boşluktayım, yapayalnızım, bir girdabın
Reklam
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Babamın Aşamadığı Kalın Demirleri
Sabah kalktığımda bütün bedenimde derin bir uyuşukluk hissediyor, büsbütün tüm benliğimi saran bir acıyla baş etmeye çalışıyordum sanki. Öyle ki yataktan kalkmak ve kalkmamak arasında düşünürken içeriye birdenbire babam geldi. "Hadi uykucu uyan, gün doğdu. Bugün doktorun seni ziyarete gelecek" diyerek benimle şakalaştı. Ardından daha o
874 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.