Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları Bu kitabı çooook sevdiğim bir arkadaşım “görünce aklıma sen geldin hediyesi” olarak almış bana. O kaaaaadarrr mutlu oldum ki..Bir çırpıda okudum ve bayıldımmmm. Eğer sanata ve sanatçılara ilgi duyuyorsanız muhakkak alıp okuyun derim, kitaplığınızda bulunsun :). canım arkadaşıma huzurlarınızda bir kez daha teşekkürler
Masumiyet Müzesi Bu kitap için ennn sevdiğim kitap diyemem çünkü benim için hayatta en*lerimi belirlemek çok zordur. Zaten neden en* kavramı hayatımızda var ki??? Birçok şeyi aynı oranda sevebiliriz bence. İlla en* belirlemek şart olmamalı. Amaaa tüm bu düşüncelerimin dışında eğer en sevdiğim kitap bu* şeklinde bir görüş belirtmek zorunda olsaydım içtenlikle Masumiyet Müzesi’ni söyleyebilirdim. Neyse ki böyle bir zorunluluğum yok da diğer çook sevdiğim kitaplara haksızlık etmiyorum :). Dünyadaki herkesin okuması gereken ve dünyadaki herkesin bayılacağı bir kitap bu. Üstelik kitapta bahsedilen heeeeer şeyi canlı olarak somut bir şekilde görebilmeniz de mümkün. Bu gerçekten bambaşka bir haz. Kitaptaki karakterleri, onların bulundukları mekanı, ellerinde tuttukları nesneleri, evlerindeki eşyaları görebilmek delice bir fikir değil mi? İşte Masumiyet Müzesi’ni okumak insana bir kitap olarak bambaşka dünyaları sunuyor ve Masumiyet Müzesi’ni ziyaret etmek de insana daha önce hiç yaşamadığı kitabın somut şekilde içinde olabilme hazzını yaşatıyor. Lütttfennnnn eğer okumadıysanız hemen şimdiii tam şu anda bu kitabı okuyun ve sonrasında koşarak Masumiyet Müzesi’ne gidin (hayalim Orhan Pamuk’la müzede karşılaşmaktı ama olmadı :( belki siz denk gelirsiniz :))
“
Hayatımın en. mutlu ânıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutlululuğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.”
Alçakgönüllü Bir Öneri Kitabın ismi beni aşşşırı çekti ve çok zarif cümleler hayal ettim açıkçası ama maalesef deneme kitabıymış, çok sıkıldım sadece bitirmek için okudum. Beni affet Jonathan :((( kitapta herkesi aşırı derecede eleştiriyor kendisi, ben de buradan saygıyla(!) onu eleştirmek istiyorum:
vakit kaybıydı.......
Alçakgönüllü Bir ÖneriJonathan Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021389 okunma
Oblomov Şu sıralar kendimi tam olarak Oblomov gibi hissediyorum. Bulunduğum yerde varlık gösteremiyorum. Yok gibiyim adeta. Mutsuzum. Oblomov halinden mutsuz muydu? Tartışılabilir. Hissettiği birçok şey olsa da hepsine yokmuş gibi davranıyordu. Hissizlik hissi bana Oblomov’u çağrıştıran şey tam olarak. Oblomov’u tam anlamıyla tanımlayabilmek mümkün değil. Ama insanın bu karakterde kendinden pek çok şey bulabilmesi mümkün. Ben bu sıralar yaşadığım süreçte Oblomov’un neden harekete geçmediğini çok iyi anlayabiliyorum mesela ve onunla aynı şeyleri hissediyorum adeta. Evet bir şeyleri bazen sadece zihnimizde sürdürmek mümkün.Eyleme geçememek* değil bu. Eylemin gerçekleşmesi için insanın içinde bir dürtünün olmaması ve insanın bu dürtünün eksikliğinin dahi farkında olmaması. Hayat bazen bu anlardan ibaret. Hareketsizlikten, olanları yalnızca seyretmekten ibaret. İşte Oblomov tam olarak bu. Bir seyirci. Kendi hayatında bile bir seyirci. Ben de bu aralar öyleyim ve bu filmden çok sıkıldım artık...
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139bin okunma
“...İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın,namusluca,bütün benliğinle
Çünkü acılar da sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana”