Yazarım üç beş şiir dökerim içimi
Daha dün okudum Neyzen Tevfik’i
Bu ne biçim gecedir yarabbi
Okumazsanız okumayın lan yazdığım şiiri
Bitti mi hayır asla bitmedi
Hayır geçmedi o gecenin etkileri
Buraya kadar okudun mu amk işsizi
Siktir git artık sevmedim seni
Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için hayat hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Ama hiçbir şey çok tekrarlamaz kendini. Aslında çok az tekrarlar. Çocukluğunuzun bir öğleden sonrasını, öyle ki, hayatınızı onsuz düşünemediğiniz, sizi derinden etkilemiş bir öğleden sonrayı, daha kaç kez anımsayabilirsiniz ki? Belki dört, beş kez daha.. Belki o kadar bile değil. Dolunayın çıkışını daha kaç kez izleyebileceksiniz? Belki yirmi. Ama yine de, her şey sonsuzmuş gibi gelir.
"Aniden olmadı, birikti. Yavaş yavaş doldu sonunda taştı. Bugün attığım üç beş adım yormadı beni, dün yürüdüğüm kilometrelerce yol nefesimi kesti. Doldum taşıyorum artık. Ve siz sadece bugün taştığımı görebiliyorsunuz..."
Tez-tez gördüyüm bir yuxu var. Həmin yuxuda necəsə qardaşımla rastlaşıram, sağ-salamat olduğunu, hətta aradan keçən dörd ildə (ilahi, artıq dörd ildir...) bir xeyli böyüyüb dəyişdiyini görüb həm çox sevinirəm, həm də həyəcanlanıram, bu hədsiz-hüdudsuz sevincimi bölüşməyə adam axtarıram. Amma əvvəlcə onu möhkəm bağrıma basıram, yanaşı oturub
Tez-tez gördüyüm bir yuxu var. Həmin yuxuda necəsə qardaşımla rastlaşıram, sağ-salamat olduğunu, hətta aradan keçən dörd ildə (ilahi, artıq dörd ildir...) bir xeyli böyüyüb dəyişdiyini görüb həm çox sevinirəm, həm də həyəcanlanıram, bu hədsiz-hüdudsuz sevincimi bölüşməyə adam axtarıram. Amma əvvəlcə onu möhkəm bağrıma basıram, yanaşı oturub
Tez-tez gördüyüm bir yuxu var. Həmin yuxuda necəsə qardaşımla rastlaşıram, sağ-salamat olduğunu, hətta aradan keçən dörd ildə (ilahi, artıq dörd ildir...) bir xeyli böyüyüb dəyişdiyini görüb həm çox sevinirəm, həm də həyəcanlanıram, bu hədsiz-hüdudsuz sevincimi bölüşməyə adam axtarıram. Amma əvvəlcə onu möhkəm bağrıma basıram, yanaşı oturub
Ve şimdi denizde ölü bir balıktır şiir
Bende doğuyor ölmeyecek bir yalnızlık
Çınar ağacının köküdür nefretim beş asır sürecek kurumayacak
Kıyametler koparırken yokluğun
Ülkem kadar sevdim seni
Şimdi Bawer'in kalemi kırıldı
Hogir'in mezar taşı dikildi
Sen bir namlu gibi kutsaldın
Hisset kışın ayazını
Barut ve kanın kokusunu
Yitip gidiyor güven
Nerede yaşasan senin olmayacak huzur
Dermapen yaptırdım bugün, sonra pilatese gittim, kırk dk. yüksek tempolu yürüyüş yaptım, son beş saattir grafik okumaya çalışıyorum. Anlıyor musun? Umarım anlarsınız bir gün çok istiyorum.
Harese
#Repost @tubisneokuyor with @use.repost
・・・
Herkese Merhaba 🪐
Bugün sizlere @zilan_erbek_arikan kaleminden #haresesoğukbedenler kitabının yorumu ile geldim🪶
Mart ayının ikinci korku ve gerilimi iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir kitap ile sizlerleyim.✨️
ওYaklaşık dört ay önce Karadeniz Bölgesi'nde bulunan, Rize iline
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum
Şiirler yazıyorum Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Sen gelirsin diye yollarınına begonviller kanaviçeler ve manolyalar ekeceğim.
Sevinçlerimi tebessüm diye kolye yapıp yapraklarına asacağım.
Gelirsin diye mor papatyalardan bir köy evi inşa edeceğim sana.
Çatısına beyaz gecelerden çalıntı kiremitler döşeyeceğim.
Bahçesine mutluluk,keyif,huzur, dinginlik ve birazda sen ekeceğim.
Kibri nefreti, kötü
Aslında kafam bozuk, üç beş hayat kadını ile kavga ettim, güzellerdi valla, ama gazali okumamışlardı, revizyonistlerdi,farazi dinlemiyorlardı, hepsi hayaldi, sanırım yazmak istedim, sanırım sıkılıyorum ve sanırım melankoliğim.