Bizler genel olarak yaşayan bir yazarın metnini onun politik, toplumsal, kültürel, ahlaki vs. tutumlarından bağımsız olarak okuyamıyoruz. Ancak yazar ölünce artık toplumsal, tarihsel bir varlık olma özelliğini yitirince, kendisiyle metni arasındaki mesafe açılıyor. Metin artık soğukkanlı, analitik okumalara daha müsait hale gelebiliyor.
(….)
Sanki yazar ölüp tarih sahnesinden çekildiğinde onun gölgesi de metinin üzerinden yavaş yavaş çekiliyor.