Taranta Babu'ya Beşinci Mektup
Görmek işitmek duymak düşünmek ve konuşmak koşmak alabildiğine başı dolu başı boş
s. 134
📖 "O zamanlar içimdeki çocuk daha özgür, daha cesurdu. Dünya bu kadar soğuk değildi. Herkes yüreğiyle gülerdi birbirine. İnsan sesinden medet umulurdu. Eşyalar bir salgın hastalığa dönmemişti. Pencerelerin önünden başlardı gökyüzü ve toprak. Paylaşarak büyütürdü insanlar bir hazzı; paylaşarak yenerlerdi yalnızlığı. Kimse geri çekilerek tartmazdı ağırlığını. Kimsenin önemi zenginliğinden gelmezdi. İnsanın zenginliği güzelliğiydi. Aşk bir olanaktı iyilik için. Odaların daralmaya, içimdeki sarmaşığın gövdeme dolanmaya başladığı filiz yeşili bir zamandı. Her kirpiğimden bir kuş uçuyordu. Bahar, kalbimden yürüyordu dünyaya. Her şeyi duyguların düzene koyduğu yaşlardaydım. Dört mevsimden damıtılmış beşinci bir mevsim gibi doldu boşluğuma. Gülünce içimde binlerce karınca yürürdü. Baktığı yerlerim kıpkırmızı kesilirdi. Sesi, içinde ayrılık olmayan bir ülkeydi. Dünya bir boşluğa düşerdi elimden tutunca. Kalbim çoktan varmıştı varacağı yere. Gövdemden başka olanağım kalmamıştı bu coşkuyu karşılayacak. Başka nasıl öğrenebilirdi insan sınırlarını?”
Reklam
*KAÇ TAKİPÇİN VAR* *SENİN?*
*KAÇ TAKİPÇİN VAR* *SENİN?* 🖋🖊🖋🖊🖋🖊🖋 *🗝Geçen gün ```“Kaç takipçin var?” diye sordum, sosyal medya fenomeni bir arkadaşa. ``` -⏳ *“Çok” dedi, uçuk rakamlardan sözetti.* ```Nabzımı yoklamak için :``` *-“Senin de çoktur”* ```deyip gözlerimin içine baktı. ``` *-“Yok" dedim,* -📚```"Benim senin kadar çok takipçim yok. Hepsi topu topu````
TARANTA-BABU’YA BEŞİNCİ MEKTUP Görmek işitmek duymak düşünmek ve konuşmak koşmak alabildiğine başı dolu başı boş koş- -mak... Hehehey TARANTA-BABU hehehey, yaşamak ne güzel şey anasını sattığımın yaşamak ne güzel şey... Düşün beni kollarım, senin üç çocuk doğurmuş geniş kalçalarındayken… Düşün sıcak… Düşün kara bir taşa damlayan çırılçıplak   bir su sesini... İstediğin yemişin rengini, etini, adını düşün... Gözdeki tadını düşün kıpkırmızı güneşin yemyeşil otun ve koskocaman masmavi bir çiçek gibi açan ay ışığının… Düşün TARANTA-BABU! İnsanoğlunun yüreği kafası kolu yedi kat yerin altından çekip çıkarıp öyle ateş gözlü çelik allahlar yaratmış ki kara toprağı bir yumrukta serebilir, yılda bir veren nar bin verebilir. Ve dünya öyle büyük, öyle güzel öyle sonsuz ki deniz kıyıları her gece hepimiz yan yana uzanıp yaldızlı kumlara yıldızlı suların türküsünü dinleyebiliriz... Yaşamak ne güzel şey    TARANTA-BABU yaşamak ne güzel şey… Anlayarak bir usta kitap gibi bir sevda şarkısı gibi duyup bir çocuk gibi şaşarak YAŞAMAK... Yaşamak: birer birer ve hep beraber ipekli bir kumaş dokur gibi... Hep bir ağızdan sevinçli bir destan okur gibi YAŞAMAK... . . . . . . . . . . . . . . YAŞAMAK... Ne acayip iştir ki bu ne mene gidiştir ki TARANTA-BABU, bugün bu "bu inanılmayacak kadar güzel" bu anlatılamayacak kadar sevinçli şey: böyle zor bu kadar dar böyle kanlı bu denli kepaze...
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Gece yedi kez dolandı etrafımda İlk seferinde bir kadın oldu gece Öyle aniden olmadı ha! Önce saçları oldu, sonra gözleri
Kaybolanlar İçin Yanıp Durma Ayini
Ey ölümden ve hayattan olma çocuk Suna'yı ve denizi bildin Şimdi bir başka soru bul kendine bir yakamoz neden durup durup bir dubayı kovalar gibi örneğin, Ölümden ve hayattan çok bahsettik suskun, ağızsız, sözsüz ilahi bir koronun gülümsemesini istiyorum ben yerli yersiz hem neden küçük bir gülümseme için büyük espriler gerekli bize ve neden cinnet beşinci kattayken yakalar insanı ve bu mermer insanlar nasıl olur da romatizmadan bahsederler? -Birhan Keskin 🌹
Reklam
139 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.