Öncelikle belirtmeliyim ki kitap incelemesi yapabilmek için henüz yeteri teknik bilgilere sahip değilim fakat kendi okuma deneyimlerimden ve okuma zevkimden yola çıkacağım. çok fazla distopya türünde kitap okumamış olmakla birlikte okuduğum diğer distopik kitaplarla çok benzer bir altyapıya sahipti bence. ki bunun nedeni şudur (ben de yeni öğrendim) edebiyatta kara dörtleme dediğimiz 4 tane distopya türünde kitaptan oluşan bir dörtleme varmis (1984, cesur yeni dünya, fahrenheit 451 ve Biz ) ve diğer 3 ü'nün Biz adlı eserden esinlendigi söyleniyor.
Gelelim kitabın konusuna, Yeşil duvarlar dediğimiz duvarların ardında, Tanrı olarak görülen Velinimet'in himayesi ve boyunduruğu altında bir millet. Tek devlet olarak adlandirdiklari, cinselligin bile kuponlara bağlandığı, 26. yüzyılda geçen ve insanların numara ve harflerle isimlendirildiği bir dünya var kitapta. Edebiyat bile tamamen devlete bağlı bir şekilde işliyor ve Devlet'in malına veya Velinimet'e ve düzene şiirler yazılıyor. Matematik ve mantığa karşı gelebilecek herhangi bir durum veya obje söz konusu bile olamaz. Her şey camdan, yiyecekler yapay, hangi saatte nerde olmaları ve ne yapmaları gerektiğini gösteren saat çizelgeler... İntegral adlı bir uzay aracı ve mühendisi olan D503
Devletine körü körüne bağlı, mantıkçı ana karakterimiz D503, I330 adlı devrime niyetli bir kadınla tanışır ve ruhunun varlığını hisseder. Ruhun var oluşunu ya da kendisini bir hastalık olarak nitelendiren d503 bakalım ruhundan kurulabilecek mi?