Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

beyda

beyda
@beydookuyor
Üniversite
Trabzon, 13 Ağustos
4 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Reklam
Çözülmesini İstemiyorsan Bağlama
İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır. Bu yüzden taraflar ilişkilerin dengeli ve eşit olmasını istemeyecek ve bilakis dengeyi ve eşitliği karşısındaki lehine bozmaya çalışacaktır. Karşısındaki mi dedim? Dil sürçmesi. Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. Gönül bağı ortadan kalkabilir bir bağ değildir. Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını bir usule bağlamış olsalardı, her usulsüzlük bu bağı çözerdi. Bağlarının bir sebebi olsaydı, o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. Belli şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi, o şartlara hakimiyetle gönüllere hakimiyet mümkün olurdu. Halbuki gönül bağı çözülmez çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz.
Sayfa 26
Ama solunan hava, yüzülen su, oturup- kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir.
Sayfa 88

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ben her insanın insan yerine konulması gerektiğine inanıyorum; yani, beyaz olarak, siyah olarak, kahverengi ya da kırmızı olarak değil, ancak ve ancak insan olarak görmek gerekir insanı. Zaten asıl itibariyle bütün insanlığı bir tek aile olarak kabul ettikten sonra, siyah-beyaz kaynaşması ya da siyah-beyaz evlenmeleri diye birtakım problemler de kalmayacaktır ortada. O zaman mesele, sadece bir insanın başka bir insanla evlenmesinden, bir insanın daha başka insanlarla bir arada yaşamasından ibaret olacaktı. Bununla birlikte, şunu söyleyebilirim ki, bu meselenin siyahların sırtına yıkılabilecek bir mesele olduğu kanısında değilim ben; bu meseleyle herhangi bir durumu savunma sorumluluğu sadece siyahların sırtına yıkılamaz asla; çünkü herkesçe bilinmektedir ki, siyahlarla beyazların birlikte yaşamalarına karşı çıkan, birlik yolunda atılan bütün adımlara karşı çıkan siyahlar değildir, beyazlardır. Bundan dolayı, ben bir siyah olarak, hele hele Amerikalı bir siyah olarak bu konuda daha önceleri ortaya koyma fırsatı bulduğum düşüncelerimi sanıyorum ki bundan sonra da hep savunmak zorunda kalayım, çünkü bu tepkiyi doğuran da toplumun kendisidir; demek oluyor ki karşı konulması gereken o şeyi ortaya çıkaran toplumun kendisidir; yoksa bu tepki, şu olumsuz toplumun kurbanı durumuna düşmüş olan insanlar arasında kendiliğinden gelişen bir tepki değildir.”
Sayfa 58
“Büyüklerin çocuklardan alacağı bir ders vardır; başarısızlığa uğramaktan utanmamak, toparlanıp bir daha denemek. Ama büyükler olarak bizim çoğumuz öylesine korkak, öylesine çekingen, öylesine ‘tedbirli’ ve bu yüzden de öylesine içine kapanık ve öylesine yüreksiziz ki, birçok insanın başarısızlığa uğramasının nedeni de bundan başka bir şey değildir. Orta yaşlıların pek çoğu kendilerini başarısızlıktan emekliye ayırmışlardır çoktan.”
Sayfa 42
Reklam
-Romalılar şöyle derlerdi: Mens sana in corpore sano.1 -Romalıların ya da eski Yunanlıların söyledikleri her şey gerçek değildir. Peygamberleri, ozanları, yüce düşünce uğruna acı çekenleri olağan insandan ayıran yüksek duygululuk, coşkunluk, heyecan kişioğlunun canlı yanına, yani bedensel sağlığına karşıttır her zaman. Bir kez daha söylüyorum: Sağlıklı, olağan olmak istiyorsan, sürüye katıl. 1.Sağlam ruh sağlıklı bedende olur. (Latince)
Sayfa 347
İsterlerse tavuklardan alçağa da inebilirler kartallar, ama tavuklar bulutlara yükselemezler hiç..
Sayfa 203
Bahis
Banker masanın üzerinden aldı kâğıdı, okumaya başladı: “Yarın saat on ikide özgürlüğüme, insanların arasına girmek hakkına kavuşuyorum. Ama bu odadan çıkmadan, güneşi görmeden önce sizlere birkaç şey söylemek istiyorum. Şu anda beni gören Tanrı’nın huzurunda bütün açık yürekliliğimle söylüyorum size: Özgürlüğün de, yaşamın da, sağlığın da,
Sayfa 117
Bir cümle ne kadar anlamlı, güzel kurulmuş olursa olsun, ancak tasasız, heyecansız kişileri etkileyebilir. Mutlu ya da mutsuz kişilere her zaman yetmez. Mutlulukla mutsuzluğun en iyi anlatış yolunun çoğunlukla sessizlik olmasının nedeni de işte budur. Aşıklar birbirini sustukları zaman daha iyi anlarlar, mezar başında söylenen ateşli, duygulu sözler ancak yabancıları etkiler, ölenin arkada bıraktığı karısına, çocuklarına soğuk, yavan gelir.
Sayfa 54