Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza

Bir demet gün ışığı... İçinde binlerce toz zerreciği yüzüyordu. Bunlar salonun gölgesinde kalan kısımlarında sanki hiç yoktular. Yoksa gün ışığında kendilerini göstermek , var olduklarına inanmak, bir an için altın sarısına batarak parıldamak için mi böyle telaşla koşuşuruyorlardı?
Reklam
Durduğunuz noktada inançlarınızın eskidiğini, yabancılaştığını hiç tecrübe ettiniz mi ? En acı kayıp budur : Gerilemiş ruhların mütemadiyen tavizler vererek hayatla , zaruretle uyuşmaları... Filozofun öğüdü bütün hayatımızda takip edeceğimiz en esaslı metottur : "Uzun yolu seçiniz... "
Gözyaşlarını saydı. Bir sağ gözden Bir Sol gözden İşte biri çenesine kadar ulaştı Öbürü -yazık- yarı yolda kaldı. Ağlamak bu muydu?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Savaşarak neyi ortadan kaldırmak istemişlerse, savaştan sonra o gelmişti.
Ay ışığı ihmal edilir gibi değil. Aydınlığı değil de, karanlığı haber veren tuhaf bir ışık bu. Işık vermiyor da rastladığı yere biraz karanlık bulaştırıyor gibi.
Reklam
- Bazı şeyler üzerinde durulunca önem kazanır, kendiliğinden bir önemleri yoktur oysa. Bu da böyle bir şey - Yani? - Engel diye düşündüğün şeyi düşünmemiş olsaydın, engel olduğunu hiçbir zaman ayırt edemeyecektin.
Her ihtiyaç duyduğu şeyi alabilen insana zengin demezler , alma ihtiyacı hissettiği şeylerin sayısını azaltabilen insan zengindir
Sayfa 124Kitabı okudu
Akıl , akılsızlara gerektir. Aklı olanlar aşkı seçsinler, aklı terk etsinler.
Sayfa 111Kitabı okudu
Allah rızası için iste. O zaman Allah verir. Vermediği olmaz mı? Olur elbet ! Sen iste de O vermesin. O, vermeyişi de İhsan olandır !
Gerçek olan şu ki kanaat edilen azlık, alıkoyan çokluğa tercih edilir.
Reklam
Söyleyen ne doğru söylemiş : " İnsanlar iki türlüdür. Kimileri aydınlıkta uyur. Kimileri de karanlıkta uyanır. "
Yoluna bir dağ çıkan gezgin gibi davranmalı. Kuşkusuz ki o dağ olmasa daha iyidir ama mademki şimdi önünde dağ durmakta onu aşmanın çaresini bulmak gerekir.
Bir gönül kırgınlığının acısını dindirecek bir yolculuk yapılmadı henüz.
İnsan ya kendi kendine konuşur ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada ?
Bu tıpkı dört failâtün ile yazılan şiirleri hep aynı sanmak gibidir. Oysa o şiirlerin içine eğilip bakmak lazımdır. O zaman görülür ki, Fuzuli ile Baki; Hayali ile Zati farklı insanlardır ve farklı şiirler söylemişlerdir. Her şair gibi her usta , her ev , her mescit, her hoca , her ağaç , her duvar ayrı birer şahsiyettir.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.