“Hindu, Hıristiyan veya eski Yunan, bir başka inancın tapınağı canını sıkar ve onda güzellik duygusu uyandıramazdı. İslâm’dı bu, kendi vatanıydı, bir inançtan daha fazlasıydı, bir slogandan daha fazlasıydı, çok, çok daha fazlası... İslâm, bedeninin ve düşüncelerininin doğal barınağını bulduğu, hayat karşısında mükemmel ve dayanıklı bir tavır alıştı.”