Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilgi tekildir; cehalet çoğuldur. Bilge azdır; cahil çoktur. Bilgeler yalnızdır; cahiller güruhtur. Bilgi zordur; cehalet kolaydır. Bilge dinler; cahil konuşur. Bilge var olanı gözlemler ve anlatır; cahil kurgular ve varsayar. Bilgi derindir; cehalet sığdır. Bilgi kazanılır; cehalet bulaşır. Bilge yaratır; cahil yok eder. Bilge iyileştirir; cahil öldürür. Bilgi zordur ama hayatı kolaylaştırır; cehalet kolaydır ama hayatı zorlaştırır. Bilgi pahalı görünür ama hayata bereket kazandırır; cehalet ucuzdur ama hayatı yoksullaştırır. Bilge sessizdir, cahil yaygaracıdır. Bu sebeple cahilin sesi bilgenin sesini bastırır.... Cehalet gelirken bedava gelir, giderken her şeyi götürür...!!! Anooshirvan Miandj
Bilgeler ne yaşayanlar ne de ölenler için üzülürler… Soğuğu ve sıcağı, zevk ve acıyı getiren maddeyle birliktelik geçicidir, gelir ve gider… Gerçek olmayanın varlığı yoktur. Gerçek olansa hep vardır. Şeylerin özünü gören, ikisinin de gerçeğini algılamış demektir.”
Reklam
Bitmez tükenmez ıstıraplarımız hastalığın kökleridir. Faniler yaşarken ölümden endişe duyarlar. Tokken açlıktan endişe duyarlar. Onlarınki büyük kararsızlıktır. Fakat bilgeler geçmişi düşünmezler. Ve gelecekten endişelenmezler. Ne de bugüne yapışıp kalırlar. Onlar anbean Yol’u izlerler. Eğer bu büyük gerçeğe uyanmadıysanız bu yeryüzünde veya göklerde bir usta aramanız iyi olur.
Yanılgılarım
Bilgeler toplumun kokuşmuşluğunda hayalet gibi Cahiller elinde davullarla geziyor Toplumu yönetenler davulların sahipleri . .
Kadri Kılıç
Kadri Kılıç
'Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile her sonucu bilemez'
Cahiller sesle, bilgeler harfle, sevenler kalpler ve alimler ruhla anlatır dertlerini…!
Reklam
İyi insanlar ve kötü insanlar vardı, dağ gibi güçlü adamlar vardı, her şeyi bilen bilgeler vardı, kalabalık halklar vardı ama artık sadece isimleri kaldı. Manas Destanı
İnsanın tanrı bilgisine doğayı, evreni anlayarak algılayarak ulaşabileceğini söyler bilgeler. Kişinin Tanrı’yı fark etmesi, tanıması, idrakine ulaşması ancak doğayı izlemesi ile mümkün olur.
İnsanlar geçmişte erdem öğreticileri ararken, aslında ne aradıklarını şimdi açıkça anlıyorum. Deliksiz bir uyku ve uyutucu erdemlerdi aradıkları. Bütün bu övülen bilgeler ve erdem öğreticileri için bilgelik rüya görmeden uyumaktı: Onlar için hayatın anlamı ancak bu olabilirdi.
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Hissetmek ya da Hislerini Kaybetmek (Deneme)
Hiçbir duygu/his sırf yakışıyor denilerek ait olmadığı bir bedene, ruha ya da cinsiyete zorla giydirilemez kimliğin bir parçası haline getirilemez... Bırakın hayallerini yaşayamayan pek çok insan bari hissettikleri gibi yaşasınlar... Bedensel sınırlar içerisinde hapsedilmiş ruhlar bari duygularda tatsın özgürlüğü... Felsefe yapıyormuş havasıyla ahkam kesen çok bilmiş kölelerin inadına... İnsan, başka bir insanı hissedebildiği kadar özgürdür, ya da hissedemediği kadar tutsak. Hissizleşme dediğimiz şey bir kaçıştır aslında dayanılmaz olandan, cesaret edilemeyenden... Firari kölelerin kuytu köşelerde solukladığı bir kaçış, ciğerlerden firar etmiş bir sigara dumanı gibi gelip geçen, önce yoğunlaşıp sonra dağılan, kaybolan... Hissizleşenlerin ve bunu marifet bilenlerin taşlarına hedef olan insanlık... Aşağılanan, hor görülen... Çoğu zaman tepeden bakılan... Saklanan kimliklerin, örtülen yüzlerin, kuyruklarından yakalanmış düşünmeyi değil kendilerine verileni servis etmekle memur sözüm ona bilgeler ordusunun hissiz Sanço Pançoları... İnsanlık denizinde inciyi çıkarmakla değil suyu bulandırmakla görevli ucuza satılmış doyum bilmez ruhlar... Duyguyu ve hissedebilmeyi ne bilsinler... Oysa önce kendiyle, sonra toplumla yüzleşebilme cüretini gösterebilenlerin belki de en büyük konforuna dönüşür bir başka bedeni, bir başka ruhu hissedebilmek. Arkasına saklamadan ya da saklanmaya çalışmadan... Ulu orta, el alem demeden hissedebilmektir mühim olan... İnsanı hissetmektir; o, bu demeden... Ona buna bakmadan... Sadece insanı hissedebilmek... Ya da unut gitsin her şeyi bildiğin gibi yaşa... Hani demiş ya şair "kaderde neyse gelirmiş başa."
Reklam
Küçülenlerim
Küçüktüm.. Dünya büyüktü.. İnsanlar büyüktü.. Bir şeylere ağlar.. Sonra.. Niçin ağladığımı unutur.. Oyunlara dalardım.. Gökyüzünde seyreder..
Ertelenmiş Yüzleşmeler Hayat, Zihniyetler, Aidiyet ve Mahremiyete Dair Yazılar Akif Emre BÜYÜYENAY Bir gün bütün gemileri yaksak ulaşacağımız yere dair elimizde hangi adres kalacak? Tarık bunun cevabını biliyordu. Elinde bir adres yoktu ama adresleri kendisi yazacaktı. Beklentisi yoktu, tek hedefi ayak bastığı toprak parçasını adres defterine
AZ YEMEK VE AZ UYUMAK NEDEN ÖNEMLİDİR?
Hem dinin hem de geleneğin, az olmasını her zaman değerli bulduğu şeyler vardır; az yemek, az uyumak gibi. Hem Araplar hem de bilgeler az yemek ve az uyumakla övünür, çok yemeyi ve çok uyumayı kötü görürler. Çünkü çok yemek ve içmek; açgözlülükten, bir şeye doymamaktan, oburluktan ve aşırı ihtirâstan kaynaklanır. Bunlar, insanın hem dünyasına hem âhiretine zarar verir, çeşitli hastalıklara yol açar, uyuşukluğa, neşesizliğe ve anlayışsızlığa sebep olur. Az yemek; kanaatkârlığın, nefse hâkimiyetin, şehveti yenmenin alâmeti olduğu gibi, sıhhatin, gönül huzûrunun ve zihin keskinliğinin de sebebidir. Çok uyumak ise insanın değersizliğini, za’fını, zekâ ve anlayışının kıtlığını gösterir. Kişinin tembelliğine, âcizliğine, ömrü boşuna harcamasına, kalbinin katılaşıp gaflete düşmesine ve ölüp gitmesine sebep olur. Çok yiyip içmenin, çok uyumanın bütün bu kötülüklere yol açtığını herkes açıkça bilmekte ve gözüyle görmektedir. Bunun böyle olduğu, geçmiş milletlerin ve bilgelerin son derece güvenilir bir şekilde nakledilen sözlerinde, hadîs-i şeriflerde, sahabe ve tabiînin sözlerinde, misâl vermeye ihtiyaç duyulmayacak kadar çoktur. Sultân-ı Âlem (s.a.v.), hem az yer ve içer hem de az uyurdu. Onun hayatında bu durum açıkça görülür. Zâten insanlara az yiyip az uyumayı emreden ve buna teşvik eden de odur. Hem az yemeyi hem de az uyumayı özellikle tavsiye etmiştir.
Şifa-i Şerif Şerhi 1
Şifa-i Şerif Şerhi 1
792 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.