Sussan gönlüm razı değil. Konuşsam bir şey değişmeyecek. Ama bunu söylemeden geçemeyeceğim. Türkiye'deki bütün bireylerin elleri kanlı bunu bilin istedim. Çözüm basit ama uygulaması karışık olduğu için; medeniyet seviyesi yeterli seviyede olamadı ve çakalların manipüle etmeye müsait olduğundan dolayı fikrimi açıklamayacağım. Sadece küçük bir ipucu, adalet ve adil olunmayan yerde kin ve nefret vardır. Adalet ise yasamadan başlar. Yasamada monarşi varsa her şey mono'dan geçer. Mono ne kadar iyi niyetli olursa olsun(Bence en başında Atatürk gelir.) mono olmanın verdiği güç ile megalomanlaşır her zaman doğru karar vermeyebilir. Partiler iç tüzüğü değişmediği sürecede kimi seçilirse seçilsin güç birinin elinde olduğu sürece bu olay değişmez. Birde 1460 gün(4 yılda) de bir oy kullanmayla sadece elinden bu gelir düşünceyle demokrasi olmaz. Monarşilerde ise mono iyiyse yükselirsin, mono kötüyse çakılırsın. Kapitalist sistemde başkası olmaz. Eğer çakılmaya doğru gidersen insan denilen varlık artık bir et parçasına döner. Kim emelleri için kesileceği ise pek az kişi tarafından doğru olarak bilinir. Bende bu kadar. Birkaç gün sonra rutin hayata dönünceye kadar rahatsız edeyim dedim.
Yine Kahraman Tazeoğlu, yine başrolde AŞK var. Yazarda hoşuma giden karakterlerin hissetiklerini okura geçirebilmesi. Hikayesi güzeldi, ölesiye sevmek, kararsızlık, pişmanlık, arayış, umut ve daha bir çok şey barındırıyor içinde. Yer, yer sıkıldığım da oldu ama, bazı kısımlar gereksiz uzatılmış gibi. Bu türü seven arkadaşlar okuyabilir de, insana pek bir şey katacak, düşünceye itecek bir kitap değil. :)
P.S. Eğer "Bukre"yi okuduysanız ondan kalan bazı soruların cevabı bu kitapta, bilin istedim. ;)
YaralıKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20148,3bin okunma
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Nusaybin'den Mektup Var .
"33'NCÜ ŞEHİT... BİLİYORUM ÇOĞUNUZUN UMURUNDA DEĞİL..."
"Az önce Nusaybin'de verilen 33'üncü şehidimizin otopsi işlemelerini tamamladık, kefenledik, dualarla tabutuna ve morga koyduk. Rengini, içine koyduğumuz şehidin kanı gibi şüheda kanından almış al bayrağa sardık. Yarın Allah nasip ederse uğurlama
BIZIMKISI BIR ASK HIKAYESI
Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları
yazarken
gözümden damlalar akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana
göre
değil. Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman
hep
ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak
istiyorum.Lütfen;bu