Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Issız bir adaya düşseniz ne yapardınız?
Robinson Crusoe 30 Eylül 1659’da ıssız bir adaya düştü. Ve bir çok talihsizlik yaşadı. İnsanın yaşama sıkı sıkıya tutunmasının örneklerinden biri Robinson Crusoe’un hikayesi. Akıllı bir adam şöyle demiş; “Ümit iyi bir kahvaltı fakat fena bir akşam yemeğidir.” O kurtuluşa hep inandı hep ümit etti. Robinson, “Tanrım bana yardım et, başım büyük dertte!” diye haykırdı her defasında. Tanrıdan af diledi. Kitabı okurken onun yerine kendimi koymaktan o adaya ben de düşmüşüm gibi hissettim çoğu zaman.
Mutlaka okunması gereken bir eser. İyi Okumalar.
Her şey burada başladı... Ben kıyıya sürüklenen kadındım...
.
.
Bu adada pek çok şeyden mahrum olabiliriz ama vakit katiyen onlardan biri değil."
.
.
"Unuttuğum hiçbir şey hatırlanmaya değer değil,"...
.
.
Issız bir ada...
Bir gemi kazası...
Adada yaşam mücadelesi veren bir köle bir efendi...
Kıyıya sürüklenen bir kadın...
.
Merhabalar sevgili kitap dostlarım Issız bir adaya düşseniz, ne yapardınız ? Ben mi... Ben ıssız bir adaya düşeyim yeter
.
Peki kahramanlarımız için durum tam olarak neydi? Sizlerle 18. Yüzyılın başlarına doğru bir yolculuğa çıkacağız ve orada Susan Barton ile tanışacağız... O , kayıp kızının peşinde bir anne... Bindiği gemide, çıkan isyan sonucu kendisini açık denizde, bir yaşam mücadelesinin tam ortasında buldu... Bittim dediği noktada, sürüklendiği kıyıda, karşılaştığı Cuma ve efendisi Cruso ile hayatı dönülmez bir noktaya geldi...Her gün kurtarılma ümidi ile gözü , açık denizlerdeydi... Tam, Cruso 'nun ölüm döşeğine düştüğü zaman gelen gemi ile hem kurtuluşa , hem de Bayan Cruso ünvanına sahip oldu... Artık tek bir amacı vardı... Kayıp kızını bulmak, dilsiz Cuma 'yı azad edip ailesine kavuşturmak, ama tüm bunları gerçekleştirmek için yazar Foe'yu bulup hayatının kitabını yazdırmak... Ne dersiniz başarabilecek mi?
.
Cevabımız ve fazlası eserimizde der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim Kitapla Kalın
Bir adaya düşseniz ne yapardınız?
Kitabı yorumladığım video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz :) youtube.com/watch?v=7oQC4XK...
Bana çok uzun süredir mesaj atılıyordu Sineklerin Tanrısı gibi edebi eserleri yorumlar mısın diye. Ben biliyorsunuz aslında tarih üzerine kitap yorumlayan biriyim ancak tarih kitaplarının fazla ilgi görmemesinden dolayı ben de farklı bir türe zaten geçiş yapmak istiyordum ve bu kitabı yorumlamayı karar kıldım. Fakat şunu da belirtmek istiyorum edebiyat kitaplarını incelerken ben sürekli sorun halinde görüyorum kendimi ve kelimelerin sihirli dünyası olan edebiyat eserlerine karşı tarihin düz tabanında seyretmeyi seviyorum bundan dolayı ifadelerimde yanlış kelimeler kullanırsam şimdiden mazur görün ve affedin :)
Kitap aslında bir adada cumhuriyetin oluşmasını ve kabile devletinin nasıl teşekkül ettiğini bizlere gösteriyor. Bununla birlikte ada içerisinde çocuklarda görülen iktidar ve güç mücadelesine şahit oluyoruz kitabı okurken.
Kitap sanırım İkinci Dünya Savaşından sonra yazılmış ve İngiliz toplumun ve yazarımızın da siyasi ve sosyal görüşlerini yansıtıyor. Bundan dolayı kitabı okurken o savaşın izlerini ve çocukların zihinlerini bizlere gösterme imkanı sağlıyor. Ayrıca şunu da belirtmek gerekiyor kitabı okuduğunuz sırada toplumların ve kişiliklerin ne kadar değişebileceğini ve bir çocuğun bile nasıl bir kişiliğe bürünebileceğini gösteriyor bundan dolayı kesinlikle okunması ve üstüne düşünülmesi gereken bir eser.
Tabii burada yazıya bir ara vermek ve sizi videoya yönlendirmek istiyorum çünkü burada anlattıklarım videodan yazıya aktardığım şeyler. Umarım beğenirsiniz videoyu :)
Siz bir adaya düşseniz ve üstelik küçücük yaşta olsanız ne yapardınız?
Bu kitapta bir grup küçük çocukların ada da yaşanan serüvenleri anlattığı bir kesit olmakla beraber;
Aslında o çocukların, adadaki serüveni kendi önceki sosyal yaşantısında verilen eğitimin orada yansıtıldığı ve oluşan durumun kendi emelleri doğrultusunda harmanlandığı bir yapıt olarak gözüküyor.