Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BUNDAN BÖYLE YANAN SEVDAM
Kalbimin sebebi ne böyle? Söyle neden bu böyle? Ah hep aşk diye, Dillerim, dudaklarım, dudakların, Hep ortak bir aşka, Sarhoş olmak isterse, Kader neden bu kadar nazlı sevgili?
De ki; "Bir kadın vardı, benim için Dünya'yı yakacakken, ben onu yaktım..."
Reklam
Aldırma ; yüzümde sabitlenmiş gülümsemeye , mesleki deformasyondur..... patronumun isteğidir yani. eh ! böyledir işte ,ömrü karalama defteri gibi kullanmanın sonucu.... bilincinde ;sürekli kelimeler açar ve asla kokmazlar hiç biri güller gibi bana göre kim yaparsa aşkın tarifini ;alayı yalandır ! başkası nasıl kullanabilir ki ! sana bakarken
Bütün şairlere kırgınım seni bu kadar dillere düşürdükleri için, bütün dillerde benim içinde de bir kere dinle, hecesi aşk olanın cümlesinde keder eksik olmaz. Neek
Benimle Feda Olmak İster Misin?
Sıkkın canımla, buruk yüreğim benim Pişman aklım ile yalnız senli düşlerim Aklım hayalimde değilken bile sen Yine yüreğimin eğer sahibiysen Bil ki güzelim, yalnız seni özledim... Huzurlu olan o cânım gülüşlerin Benim Onlaradır bu feci özlemim Benim, özleyip de göremediklerim Senin o isteğinle beklediklerim... Emret, ister öleyim ister
“Hayattan ne istediğini bilmeyen boy aynasına bakmayıp kendini mükemmel zanneden… dokunmakla düşünmenin bir farkının olmadığını bilmeyen… sevgisinde cimri, öfkesinde bonkör olan bencil yaratıklarız.. kazandıklarımız kaybettiklerimizin yerini tutsun istiyoruz.. avucumuzu yalıyoruz. Bir şey güzelse bunda bir anormallik arıyoruz, olmasa bile
Reklam
Nurullah Genç
havanın dumanlı vaktin dar olduğu bir zamanda bu sözü bir gül gibi bıraktın yüreğime: “İçim içime sığmıyor!” şimdi sana dâirim ölesiye tutkulu ölesiye şâirim
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
Benden İçeri
Yanışım… Biz ayrı değiliz ki, Uzak kelimesi sadece aklıyla sevenler içindir. Benim gönlüme sen düştün düşeli, Ne uzağım var, Ne sensiz bir yanım… O yok diyorlar, burada değil, o sana yasaklı… Var var diyorum, hem de öyle bir varsın ki, Benlik yok, sen bensin. Her hücremde dolaşan senken, Her kelimem senle başlayıp, senle biterken, Gördüğüm her deniz yeşile çalarken, Geceleri hasret gözüme vururken, Yağmurlar bile seni fısıldarken… Nasıl derim ‘Sen yoksun’ diye, Nasıl derim ‘Uzakta’ diye. Onla yanıp, yine onla sönerim, Benden öte, benden içeri ‘O’ var derim.
tüm yıldızlar düşerken denize ve toprağa ve kızgın sesler sürüklenirken rüzgarda bir ışık demeti dolduracak zihnini ve hatırlayacaksın neler söylediklerini bu dünyanın tanıdığı en iyi adamların başka bir adam göreceksin senin ve benim gibi görünen ama yine de aynı hissedemeyecek hayatı ıstırap içinde geçmiş senin, benim gibi düşünemiyor çünkü bizim gördüklerimizi göremiyor. open.spotify.com/intl-tr/track/1...
Reklam
Dışarıyı izliyorum. Ara sıra geçen arabalar, sık sık geçen köpekler... Saat geçenin geçi. Bir ışık yanıyordu evlerin birinde, söndü. Hava biraz esiyor. Bir sigara almak için içeri girdim. Girmişken bir su aldım, içtim. Sigaramı da alıp döndüm balkona. Döndüğümde ışığı kapanan ev tekrar aydınlanmıştı. Perdeye bir gölge yansıyordu. Önüne doğru uzandı, bir şey aldı. Ağzına götürdü. Çakmağın sesini duydum, perde kapalı ama cam açıktı. Ben de aynı anda yaktım sigarayı. Gereksiz bir uyum sağlama çabasıyla içtim. O kalktı, ben onu izledim. Işık tekrar kapandı. Nedense birazdan açılacağından emindim. Şaşırmadım, yine geldi. Işığı açtı, aynı şeyleri tekrar etti. Ev sigara koktu diye bu defa balkon kapısına gitti. Kapıyı açtı, ışığı kapattı. Gitti. Sırt üstü yattı muhakkak. Tavanı izledi. Ama uyumadı. Uyuyamazdı. Bu hikayeyi biliyorum ben, daha önce de okumuştum. Bir gölge oyunu. Yanlış yaşamlar üzerine kurulan, sessiz bir gölge oyunu. Her gece oynuyor benim penceremde.
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Bir kadını nasıl sessizleştirirsin
Birisi sana; “Aynı şeyden bahsediyoruz” dediğinde, Ona de ki; “Aynı şeyden bahsetmiyoruz” Birisi sana “Sorgulama sadece inan” dediğinde, Ona de ki; “Sorguluyorum ve düşündüğüm şeye yüksek bir inancım var.”
Hayatta her şey bence iç içe geçmiş dairesel dalgalardan ibaret o yüzden benim hayatı anlamamdaki tespitim küçük bir damladan deryalara denizlere ulaşmamla olur. Mesela yüzlerce ülke arasından neden bu ülkedeyim, bu ülkeye ait onlarca şehir arasından neden bu şehirdeyim, ilçeler, semtler, caddeler, sokaklar ve neden bu dört duvar arasındayım. Bu söylediklerim sadece mekan için geçerli , bir de bunun zaman dilimi var bir de bunun sureti var görünüpte görünmeyeni var, yani var da var. Yaratılmış evrenin ve zamanın şu kadarcık kısmında, zerreninde zerresinde bulunurken bunun bir nedeni olamaz mı illaki vardır. Bu yüzden milyarlarca ihtimaller arasından bir yıldız savaşçısı gibi ışın kılıcıyla zamanı ve mekanı bölük pörçük edip sıyrılırak gelip bu ihtimalin içine girmek düşünülmeye değmez mi? Bir grup insan yığınıyla ihtimaller arasından aynı otobüse binip seyahat etmesi insanın beyin hücrelerinin sinapslarında neden sorusunu elektriklendirmiyorsa varılacak hedefin de inilecek durağın da ayrılması gereken yolların da hiçbir anlamı yok bence.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.