70 syf.
·
Puan vermedi
Kadın Düşmanı(!)
Schopenhauer aşkı türün daha iyi bireyler ortaya çıkması için insanlar üzerinde kurduğu bir baskının sonucu olduğu fikrini işlediği bu eserde insanlar kendilerinde eksik olanı tamamlayan insanlara bu duyguyu hissettiğini anlatıyor. Kendi eksikliğini tamamlayana bu duyguyla çekilen insan artık daha sağlam bireylerin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Tür amacına ulaşırken birey de sanki ulvi bir şeye sahip olduğunu zannedecektir. Ancak yeni sağlam bireyler geldiğinde o ulvi zannettiği sanal duygunun yok olmasıyla boşluğa düşecektir. Ancak birey artık türün umrunda değildir. Schopenhauer açıkladığı bu döngü şu an için bilim çevrelerinde kabul görmüş basit bir olgu aslında. Schopenhauer’u burada özel kılan bunu 1800’lerin dünyasında ifade etmiş olmasıdır. Diğer incelemelere ve değerlendirmelere baktığımız Schopenhauer genel olarak kadın düşmanı olarak görüldüğü fark edilecektir. Ancak onun böyle bir amacı yoktur. O erkeği de kadını da doğasına uygun olarak ele almaktadır. O yüzden bir düşmanlık söz konusu değildir. Örneğin, bir kedinin aslan karşısında şansının olmadığını anlatmak kediyi aşağılamak değil, durumu ortaya koymaktır. schopenhauer’ın da yapmaya çalıştığı budur bence. Kendisine getirilen bir diğer eleştiri de “ee benim kayınım aynı kendi gibi birisine aşık oldu” tarzı geneli etkilemeyen bireysel örneklerdir. Evet, sosyolojide iki kere iki dört etmez her zaman. Ama geneli etkileyen bir şeylerin olmadığını iddia etmek de abesle iştigaldir. Her şeyden öte böyle isimlere farklı bakış açıları kazanmak için ihtiyacımız var. Çünkü asıl düşmanlık tekdüzelikten gelir.
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Karbon Kitaplar · 202013,5bin okunma
91 öğeden 121 ile 91 arasındakiler gösteriliyor.