Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Johanna hatıralarında ailesinin evlenmesi için onu baskı altında tutmadığını, evlenmesine rağmen Heinrich Floris'i ateşli bir aşkla sevmediğini, zaten onun da böyle bir beklentisi olmadığını, evlilik teklifini kabul etmesinin tamamen kendi kararı olduğunu söyler. Arthur daha sonra, "Kadınlar Üzerine" başlıklı, son derece kadın düşmanı görüşler içeren bir denemesinde annesinin bu tutkusuzluğunu açıklamaya çalışacaktı. Tür istencinin insanın sağlıklı bir biçimde üremesini sağlayan bilinçdışı bir ifadesi olarak, kadınların "genç, güçlü ve yakışıklı adamlara" tutkuyla bağlandıklarını ileri sürecekti.
Sayfa 8 - İş Bankası Kültür Yayınları
Daha ilk alıntıda sınıfta kaldın kadın düşmanı seni
Kadınlar zihinsel olsun bedensel olsun, büyük işler için yaratılmamışlardır. Bunu net bir şekilde anlamak için görüntülerine bakmak yeterlidir. Onlar yaşamlarının çilesini yaptıklarıyla değil katlandıklarıyla çekerler. (borçlarını doğum sancılarıyla, doğurdukları çocuğu bakıp büyütmeleriyle, sabırlı ve neşeli bir yoldaş (eş) olmaları gereken erkeğe karşı gösterdikleri itaatle öderler.)
Sayfa 10 - Sayfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
Aldatmada Kabul edilebilir bir sebep!??
Aldatırken haklı ve kabul edilebilir sebeplerimiz vardır..
Erasmus yayınlarıKitabı okudu
Oysa felsefeye gelince işler değişir... Zamanla kendi yaşamımla; bir kadın olarak doğal ve toplumsal konumum ile "düşünürün" konumu (ki fakülte sıralarından otururken bunun benim konumum olması gerekiyordu) arasında derin bir uçurum bulunduğunu çok net bir şekilde fark ettim. Felsefenin aslında erkek merkezli yazılmış olduğunun farkına
Yazara neden kadın düşmanı denildiğini birkaç alıntıyla gösterdim:))
1) Erkeklere göre, kadınlar daha zayıf bir şekilde yanlışı doğruyu ayırt etme gücüne sahip olmaları nedeniyle, bunun beraberini getirdiği üstünlükler ve sakıncalarda kadınlarda daha az paylaşılır. 2) kadınlar daha çok zihni bakımdan dar görüşlüdür( bir anlamda miyopturlar), sezgiye daire kavrama güçleri kendilerine en yakın olanı çok çabuk ve
Reklam
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
_Sıradan sözcüğü neden bir küçümseme ya da bir hakaret ifadesidir? Neden sıradan olmayan sözcüğü, olağanüstü seçkin gibi takdir ifadelerini içinde barındırır? Neden sıradan olan her şey alçak ve bayağıdır? Sıradanlık, türün doğuştan sahip olduğu şey demektir. Onların kendilerine özgü alametifarikaları yoktur: Onlar tıpkı seri imalat mamulleri
Avrupa, Ortadoğu ve Asya'daki neredeyse hiçbir toplumda kadınlar siyasi, dini ve kültürel yaşamda etkili olamadılar. Bu alanlarda çalışmaya uygun olmadıkları baştan varsayılıyor ya da "kadın düşmanı" filozof Schopenhauer'ın sözleriyle "çocukça, aptal ve kıt görüşlü... çocuklar erkek arasında ortada bir yerlerde durdukları düşünülüyordu. Mülk sahibi olamıyor, miras edinemiyor, hatta bu yetmezmiş gibi kendilerine mülk gibi davranılıyordu. Bazı ülkelerde tefeciler ya da vergi tahsildarları erkeklerin borçlarına karşılık onlara el koyabiliyordu (örneğin bu gelenek, 7. yüzyıldan itibaren Japonya'da yaygın bir hal almıştı.) Asurlularda tecavüzün cezası, tecavüzcünün karısını kurbanın kocasına vermekti ve adam ona istediği gibi davranma özgürlüğüne sahipti.
Kadın düşmanı olduğunu söyleyenlere nazaran gerçekçi bir filozoftur.
Her şeyden önce, erkeğin yapısı gereği vefasızlığa kadının ise vefalı bir davranışa eğilimli olduğunu söyleyelim.Erkeğin aşkı doygunluğa erdiği andan itibaren belirli bir biçimde azalır.Hemen hemen bütün öteki kadınlar onu, sahip olmuş olduğu kadından daha fazla çekerler: Erkek değişiklik özler. Kadının aşkı ise, özellikle o andan sonra artmaya başlar. Bu, türü koruyup onun varlığını sürdürmeye bu bakımdan da olabildiğince fazla çoğalmaya yönelik doğanın amacının bir sonucudur. Bildigimiz gibi erkek, kendisine yeterince kadın sunulduğu takdirde, kolayca yılda yüz çocuk meydana getirebilir: kadin ise, istediği kadar cok erkeğe sahip olsun, ikiz ihtimalini hesaba katmazsak, yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. Bu nedenle erkeğin gözü hep baska kadınlardadır; kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır. Çünkü doğa onu içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. Bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadınınki doğaldır; dolaysıyla da, kadının ihaneti, nesnel olarak, sonuçları bakımından olduğu kadar, öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir.
Reklam
Kadın düşmanı schopenhauer :d
kadın cinsi bir bütün olarak ve beraberlik içinde, bedensel ve zihinsel güçleri doğal olarak daha üstün olduğu için tüm dünyevi mallara sahip olan, elindekiler aracılığıyla dünyevi malların mülkiyetine ulaşabilmek için, yenilmesi ve fethedilmesi gereken ortak bir düşman olarak erkek cinsinin karşısına çıkar.
Çağdaşı Arthur Schopenhauer'un "Alman aptallığının ebedi bir anıtı" diye tanımladığı Hegel'in kadın düşmanı görüşleri, 19. yüzyılın başları için bile anakronistikti. Aşağıdaki kısa parçadan da anlayacağınız üzere Hegel'in görüşleri pek de iyi yıllanmamıştı. " Kadınlar elbette eğitilebilir ancak zihinleri yüksek bilimler, felsefe ya da belirli sanat dallarıyla uğraşmak için uygun değildir. Kadınlar çeşitli arzulara, beğeni ya da zarafete sahip olabilir ancak bir idealleri yoktur. Kadınla erkek arasındaki fark bitkiyle hayvan arasındaki farkla aynıdır. Hayvanlar erkeklerin karakterine daha yakınken, bitkiler kadınlara daha yakındır. Eğer devletin kontrolü kadınların eline geçerse, o devlet tehlike altında demektir. Çünkü kadınlar evrensel olanın dikte ettiklerine göre hareket etmez, kazara ortaya çıkmış durumlardan ve fikirlerden etkilenir. "
Çağdaşı
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
'un "Alman aptallığının ebedi bir anıtı" diye tanımladığı
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
'in kadın düşmanı görüşleri, 19. yüzyılın başları için bile anakronistikti. Aşağıdaki kısa parçadan da anlayacağınız üzere Hegel'in görüşleri pek de iyi yıllanmamıştı. "Kadınlar elbette eğitilebilir ancak zihinleri yüksek bilimler, felsefe ya da belirli sanat dallarıyla uğraşmak için uygun değildir. Kadınlar çeşitli arzulara, beğeni ya da zerafete sahip olabilir ancak bir idealleri yoktur. Kadınla erkek arasındaki fark bitkiyle hayvan arasındaki farkla aynıdır. Hayvanlar erkeklerin karakterine daha yakınken, bitkiler kadınlara daha yakındır. Eğer devletin kontrolü kadınların eline geçerse, o devlet tehlike altında demektir. Çünkü kadınlar evrensel olanın dikte ettiklerine göre hareket etmez, kazara ortaya çıkmış durumlardan ve fikirlerden etkilenir."
NTV Yayınları - XIX. Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831)
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.