Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ali Kemal, 1903 yılında İsviçre’de kendisinden 10 yaş küçük annesi İngiliz babası İsviçre’li Winifred’le evlendi. Papaz nikahı kıydı. Eşinin erken ölümü sonrası iki çocuğunu orada kayınvalidesine bırakıp İstanbul’a döndü, birinci dünya savaşı patladı, istanbul işgal edildi, memleket yangın yerine döndü, çocuklarını getirmeye uygun fırsat bulamadı,
Kayınpeder az sonra tek başına dönüyor ve hıçkıra hıçkıra ağlayarak içini döküyor."Hocam bu benim tek erkek evladımın eşi. Bizim oralarda erkek evladın önemini anlayamazsın, soyumuz sürsün isteriz. İki yıldır gerçeği bildiğimiz halde, gelin şüphenenmesin diye gezdirip duruyoruz. Ben bu sürede anladım ki bu işin bir yabancıdan tohum almak dışında bir yolu yok ve gerçeği de artık kabullendim. İstanbul'a götüreceğim ve içimize bir el tohumu kattırmayacağım" diyor. Aradan altı yıl geçiyor. Gelin, kayınvalide, kayınpeder ve yanlarında dört yaşlarında, dedenin bacaklarına dolanıp duran bir erkek çocuk! Gelin yine usulen getirilmiş, ikinci bebek olmuyor ya, sözde tedavi için bendeler. Görüşme sonrası dede "istanbul" diyor, ben de muane bile etmeden onaylıyor ve yönlendiriyorum. Çocuk hem torunu hem evladı... Hiç tohum hücresi olmayan oğlunun ise sözde çocuğu ama aslında karısından doğan kardeşi!
Sayfa 47 - DestekKitabı okudu