Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
hayat sahnesinde oynayamıyorum, rol kesmek bana göre değil... aslına bakarsan Kair, pis oynarım... ama pislik yapmak istemiyorum... ne biliyim, vicdanım el vermiyor... el almadan beceremezsin bunu Kair,
ANYA ( Yorumlarınızı bekliyorum :)
( İkisi de aynı an da içeriye girer. Oldukça sinirli bir şekilde aynı anda hareket edip, aynı anda konuşur… ) Kair / Riak – Kahretsin! Kair / Riak – Hep senin yüzünden! Kair / Riak – Beni tekrar etmeyi bırak! Kair / Riak – Lütfen… ( Biri konuşur diğeri sadece ağzını oynatır diğeri konuştuğunda… ) Kair – Tamam. Riak – Bence
Reklam
Veganlık, İnsan Harici Hayvanların Hakkını Savunmaktır
"Elimizde başvuracağımız kesişimsel feminizm var. Kesişimsel feminizm, kiyerarki ismini verdiği ve iktidar kurucu çarpımsal ve birbiriyle kesişen yapıların varlığı ışığında patriyarkayı analitik bir kategori olarak tekrar tanımlamak için kullandığı bir sistem eleştirisi sunuyor. Bu eleştiri, bizim kimlik ve varoluşumuzdan ötürü mağdur edildiğimiz, ayrımcılığa maruz bırakıldığımız, şiddet gördüğümüz hatta öldürüldüğümüz, sömürüldüğümüz gerçeğinin yanı sıra kendi iktidar alanlarımızı yarattığımız, toplumun belirli ayrıcalıklarından faydalandığımız ve bazı suçların faili olduğumuz, faili olma potansiyelini taşıdığımızı gösteriyor. Türcülük ve hayvan kullanımı, bu mercekten bakarak sorgulayabileceğimiz ve bu konuda kendi iktidar alanımızla yüzleşeceğimiz konular. Kesişimsel feminizm bize bunu sorgulama ve sorumluluğumuzu yerine getirme alanı tanıyor. Kesişimsel feminizm sadece "erkek" iktidarını değil (hiyerarşik düzlemini asla yadsımıyorum), hepimizin belirli düzeyde sahip olduğu iktidar alanlarıyla bizi yüzleştirerek hayvan kullanımını, hayvan haklarını ve türcülüğü meselesi haline getirebilir gayet. İnsan harici hayvanları odağımıza alarak onların yaşam ve köle olmama haklarını ve çıkarlarını tanıyacağımız bir düzlemde bu teşvikle de harekete geçebiliriz ama hayvan haklarını savunmak, temel ve ilk adım olarak ancak vegan olarak mümkündür." kaosgl.org/sayfa.php?id=25722
"Neden Sağ kesim iktidar ve kazanıyor fazla söze gerek yok! Adnan Menderes'in İcraatları -Dönemin cumhurbaşkanının resimlerinin paraya basılması maddesi değiştirildi ve bütün paralara Atatürk’ün resimleri basılmaya başlandı. -Okullarda din dersi zorunlu hale getirildi (21 Ekim 1950) -Türkçe okunmaya başlanmış ezan, yeniden Arapça
Dersim Sancağının kontrolü Erzuruma aittir." Yaşanan gündem konusu üzerine herkes konuştuğuna göre, Tarihçi olarak olaya el koymak istiyorum. Bilmeyenler için konuyu özetlemek istiyorum. Tunceli şehri, Belediye Meclisi kararı ile Dersim Belediyesi ismini almıştır. Şimdi gelelim konumuza. 1695'te Osmanlı Devleti, Diplomasi,Askeri ve
Gilles Deleuze ile söyleşi - A'dan Z'ye
“A” Animal [Hayvan] Bir hayvanda beni etkileyen şey nedir? Beni etkileyen şey, evvela her hayvanın bir dünyaya sahip olması, bu çok merak uyandırıcı, çünkü öyle çok insan var ki, bir dünyası bile yok; bir dünyası olmayan bir sürü insan. Bunlar herkesin hayatını yaşar, yani herhangi birinin ve herhangi bir şeyin. Oysa hayvanlar, onların
Reklam
Abdulkadir Turan Hayat Namazla Güzeldir 31 Ağustos Cumartesi günü Kur’an Nesli Platformu’nun “Hayat Namazla Güzeldir” başlıklı Namaz Çalıştayı için Batman’daydık. Çalıştayın amacı, namazın önemine, toplumsal yaşamdaki güncel durumuna dikkat çekmek ve bu durumu düzeltmek üzere harekete geçmekti. Bu amaç doğrultusunda, seçkin ve büyük bir heyetin
Abdulkadir Turan Gençliğin imanını kim koruyacak? Yeni bir eğitim-öğretim yılına başlarken ortak kaygımız, gençliğin nereye gittiğidir. Bu yönde ailelerden alınan haberler, medya ve izlenimlerle buluştuğunda kaygımız, derin bir endişeye dönüşüyor. Toplumun geleneksel kesimleri, çocuklarını koruyamamaktan; geleneği aşacak bir düzeyde İslamî bir
STALİN'LE WELLS’İN RÖPORTAJ Stalin: Burjuvazinin iyiliğine inanmıyorum; başkanlar gider, başkanlar gelir... 1934 yılında HG Wells, o dönem başkanı olduğu Uluslararası PEN kurumuna dahil olmakla ilgilenen Sovyet yazarlarıyla buluşmak için Moskova’ya gelir. Burada bulunduğu sırada Stalin onunla bir röportaj yapması için izin verir. Wells’in
"DÜNYAYI FETHETMEK!..."
-"... Romancılardan Balzac… Güzel bir şey duydum televizyonda, diyor ki; “şu vaziyetlerde, ihtiraslı bir genç olarak Paris’e geldi. Tanıdığı yok, bilmem neyi yok, fakat o zamanın şartlarında zengin muhitine de kendini kabul ettirebilmek için çeşitli atraksiyonlar yapan genç bir insan… Ders veriyor, bir taraftan da yazı yazıyor… Bir müddet sonra farketti ki, kendisi dünyayı fethedebilir ve nitekim fethetti de!”. Şimdi, tâbir şu bakımdan hoşuma gitti; “dünyanın fethi” demek, ille toplar, gülleler, kılıçlar, bombalar filân demek değil… Herkes, insan olarak -kimse kimseye benzemez- bu dünyaya yayılan bir genişliktedir aslında da, bünyesinde var da, bunlar örtülü kalmıştır. Anlatabiliyor muyum? O örtülü kalmışlığı açabildiğin kadar tekâmül diyorsun, açılmamış olduğu kadar da olmamış diyorsun. Tabiî, bunu söylediğin zaman, orada irade meselesi giriyor, iradenin bunu yüklenebilmesi meselesi giriyor, vesaire, başka mesele… Özellikle genç arkadaşlara söylüyorum; böyle günübirlik fantezi şeylerle günü kurtarma adına değil de, hakikaten ciddi olarak girdiğiniz zaman, böyle değişik mevzularda -inşallah Allah onu nasib eder- hepiniz dünyayı fethe namzetsiniz. Şimdi bu çerçevede diyorum ki, biz hiç kimsenin hiçbir emeğini zayi etmeyeceği bir sistem sunuyoruz!.." (SALİH MİRZABEYOĞLU, 29 Kasım 2014 ADALET MUTLAK'a Konferansı)
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.