Vicdan, içimizde bulunan belirli isteklere karşı gelen şeylerin içerdeki duyuluşudur; fakat asıl sorun, bunun başka bir şeye bağlı olmaması, yani kendi kendinden emin olmasıdır.
Tabular tarihlerinin bir evresinde ilkellere dışardan zorlanmış çok eski yasaklardır, yani daha önceki bir kuşağın daha sonraki bir kuşağa zorladığı kurallardır. Bunlar, şiddetle istenen edimlere karşı konmuş yasaklardır. Belki ataerkil ve toplumsal yetkenin koyduğu geleneğin bir sonucu olarak bu yasaklar kuşaktan kuşağa geçerek sürmüş ama sonraki kuşaklara kalıt olarak kalmış ruhsal bir kendine özgülük durumunda "biçimlenmiştir."
Kadının psikoseksüel ihtiyaçlarının evlilikle ve aile hayatıyla tatmin edilmeye çalışıldığı her durum, evlilik ilişkisinin zamanından önce sona ermesinden veya duygusal hayatındaki ataletten kaynaklanan tatminsizlik tehlikesini de daima barındırır. Yaşlanmakta olan anne, bu tatminsizlikten, çocuklarına empati göstererek, onlarla özdeşleşerek, onların duygusal deneyimlerini kendininmiş gibi yaşayarak korunur. Ana babayı çocukların genç tuttuğu söylenir; gerçekten de ana babanın çocuklarından sağladığı en değerli ruhsal kazanımlardan biri budur. Çocuksuz kalan bir evlilikte kadın, evliliğine tevekkülle katlanmasını sağlayan en iyi olanaklardan birinden mahrum kalır.
Bir insan ile totemi arasındaki bağ karşılıklıdır; totem insanı korur, insan toteme karşı saygısını çeşitli biçimde gösterir; örneğin totem bir hayvansa onu öldürmez, bitkiyse onu koparmaz.