Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Özgürlük Yanılsaması
_Albert Einstein: _İnsanlar özgür olduklarını düşünürler ama bu sadece bir yanılsamadır çünkü evrende her şey kozmik manyetik kuvvetin; iç ve dış nedensellik yasasının etkisi altındadır ve bunun bilincine ermiş insan da özgürlüğün sadece bir yanılsama olduğunu bilir. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük; bu çabanın kendisi de bir
Locke’un Birey – Devlet İlişkisi Anlayışı John Locke, tamamen insan doğasından yola çıkarak toplumsal sözleşme fikrini ortaya atar. İnsanların doğal ortamda özgür yaşadığını ifade eden Locke, herkesin eşit olduğunu ve birbiriyle dayanışma hâlinde bulunduğunu belirtir. Eğer bir kişi bu düzeni bozar ve birine zarar verirse zarara uğrayan kişi, orantılı bir şekilde zarar veren kişiyi cezalandırma hakkına sahiptir. Cezalandırma işinde insanların öfkelerine yenik düşebileceklerini belirten Locke, bu durumun kargaşa yaratabileceğini söyler. Dolayısıyla hukukun güvencesi için haklarını insanların kendi istekleriyle siyasal bir otoriteye yani devlete devrettiklerini belirtir.
Reklam
İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı çıkanların farklı kesimlerden ve ideolojilerden olması gerçekten ilginç. Kadın, erkek, Atatürkçü, laik, seküler, libaral, ateist, deist kesimden itirazlar yükseldi; ancak genellikle dindar, İslamcı, sağcı, milliyetçi kesimden tepki geldi. Bunların hepsine muhafazakâr zihniyet diyorum. Çünkü toplumsal gelişimi,
PROF. DR. NEVZAT TARHAN'IN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HAKKINDAKİ TESPİTLERİ Eğer toplumsal cinsiyet eşitliğini “kadın erkek biyolojik olarak eşittir” olarak anlıyorsanız yanlıştır. Çünkü kadın ve erkek yasalar ve fırsatlar yönünden eşittir ve eşit olmalıdır. Biyolojik olarak eşit değildir çünkü genleri farklıdır. Psikolojik olarak eşit değildir çünkü
Her birey kendi doğasından aldığı hakla,kendisine doğru görüneni yapar. Kendi kudretini artırmanın ve arzularını tatmin etmenin amaç olduğu doğa kanununa göre önce kendi çıkarına göre davranır ve başkalarının menfaatini düşünmez. Doğa halinden toplum haline geçiş bireylerin kendi güçlerini , toparlanarak oluşturdukları kolektif güce aktarmaları anlamına gelir. Böylece , herkesin, çevresindeki herşey üzerinde doğal bir şekilde sahip olduğu hal , müşterek hale gelmiş olur. Haklar artık kişilerin gücü ve tamahına göre değil, herkesin ortak kudret ve iradesine göre belirlenir. Bu "toplumsal sözleşme" ile birbirlerine yardım sözü veren insanlar, kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına yapmamaya karar verirler.
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.