Sonunu beğenmediğiniz kitapların sonunu yeniden yazarak yayımlamayı düşündünüz mü? Enigma'yı okuduktan sonra ben düşündüm. Çünkü yazar adete eşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyor. Edebiyatla hastalıklı bir bağ kurmuş, kendilerini "Yatak Odası Filozofları" olarak adlandıran dört kişinin karanlık bir tutkuda tesadüfen buluşup, sonlarını beğenmedikleri kült kitapların sonunu yeniden yazarak yayımlamasını anlatılıyor. Bu sayede de yazar beni kendi kitabının sonunu değiştirmeye teşvik etti, hatta hazır elim değmişken birkaç yere de ufak dokunuşlar yapmak fena olmazdı. Kitabı beğendim mi nefret mi ettim bilemiyorum. Ama satır aralarında ki felsefik sözleri yakalandığım zaman sevindim, genele vurduğumuz da ise ön plana cinselliği koyması sonucu asıl anlatmak istediğinden sıkça uzaklaşması ve sonlarına doğru asıl meseleye yoğunlaşması beni iten kısımları oldu. Diğer yandan bir çok eseri acımasızca eleştirirken araya kendisini de sıkıştırarak alaylı bir özeleştiri yapması şapka çıkartılacak bir hareket.
Enigma, Nazi zamanlarında kullanılan bir tür şifreli mesaj makinesi anlamına geliyor. Sanırım yazar bu ismi seçerek bile ilk baştan okurlarına bir tür mesaj vermeye çalışıyor. Ama okumayı düşüneceklere şimdiden söyleyeyim, film olan Enigma ile adı dışından başka bir benzerlik taşımıyor.