Boşluğa terk edilen ellerde değil , nereye tutunacağını bilen ellerde özgürlük .
ŞULE
Yorulmak bilmeyen bulutlar hayat aşılamaya devam ederken yeryüzüne, saate bakmak zaman kaybı.
Sayfa 38Kitabı okudu
Bir büyüteçle yollara düşmenin vaktidir belki.
Sayfa 26Kitabı okudu
İnsanın, karşısındakinin doğru söylediğine inanmaya ihtiyacı var.
Sayfa 15Kitabı okudu
Yıldırımlardan korunmak için paratoneri icat eden insan, yalandan korunmak için neden kılını kıpırdatmıyordu? Yakıp kül eden yıldırımlardan korkan insan yalandan neden korkmuyordu?
Çünkü yalan o kadar çoğaldı ve normalleşti ki, yalan söyleyenlerin değil söylemeyenlerin nabzı arttı, yüzü kızardı.
Sayfa 14Kitabı okudu
Fakat aldatmasın seni bu, bir virajla biter rüzgarla arkadaşlığın.
Sayfa 9Kitabı okudu
Sen, sakın bırakma, diye yalvarırken, ben merak etme bırakmam, diye güvence veriyorum. Bir an gelip sözümü tutmayacağım an için, beni affet.
Sayfa 9Kitabı okudu
Adalet, doğruluk, dayanışma, paylaşma, muhabbet, kul hakkı, ihtiram... Hangi fabrika üretebilir sizi!
Sayfa 9Kitabı okudu
Bisiklet sürmeyi öğretebilirim sana, cesaretin var mı?
Sayfa 8Kitabı okudu
Bir başparmağın bisiklet ziline dokunması ne demektir bilir misin! Çalmasan da dokunmak, nasıl bir güvencedir! İstediğin anda yolu şenlendireceğini bilmek...
Sayfa 7Kitabı okudu
Ayaklarının üstünde durmayı öğrenmeden, ayaklarını kesmemelisin yerden, unutma.
Sayfa 6Kitabı okudu
Öğrenmen gereken ilk şey, doğal olduğudur düşmenin. İlk ders bitmiştir düştüğünde.
Sayfa 6Kitabı okudu
Kim bilir, ihtiyaçların var ettiği ve yön verdiği bir dil belki de ancak beslenme ve barınmamızı sağlayabilen bir açık hava hapishanesidir.
Sayfa 73Kitabı okuyor
“Ben dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah’a şikayet ediyorum.” demedikçe yatışmayacak kalbimiz.
Sayfa 72Kitabı okudu
Bana hatırlama sanatını değil, unutma sanatını öğret. Çünkü ben hatırlamak istediklerimi hatırlıyor, unutmak istediklerimi unutamıyorum.
Sayfa 35Kitabı okudu