Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

deniz

80 syf.
·
Puan vermedi
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev
7.8/10 · 5,3bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
Hayatın Mucizeleri
Hayatın MucizeleriStefan Zweig
7.3/10 · 14,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
6/10 puan verdi
“ Ah! Bu güzel! Ulu Tanrı peygamberlerini krallardan üstün tutuyor. Oysa bu kral, keyiflerinden ve gururundan ayılmazca sarhoş, şölenler içinde yaşıyordu hep! Ama Tanrı, cezasını verip dört ayak hayvana dönüştürmüştü onu: Dört ayakla yürütmüş!” “ Düşünceler, uyuşmuş ya da azgın; içimdeler hep. Ezerim onları, yeniden büyürler, boğacak olurlar beni; lanetlenmiş sanırım kendimi zaman zaman.” “Dünya çıldırmış bir Tanrı’nın eseridir!” Gustave Flaubert’in okumayı tamamlayabildiğim ilk eseri, maalesef Madam Bovary’ye başlayıp bitirememiştim. Bir de bu kitaba şans vermek istedim ancak zorla bitirebildim… Kelimelerin sihrine inanıyorum lâkin bu yazarda o sihri hissedemedim. Bu tiyatro oyunundan sonra okuduğum üç farklı hikayeden oluşan “Üç Öykü” kitabına da aynı duyguları besliyorum ne yazık ki. Önümüzdeki ay Madam Bovary’nin tüm düşüncelerimi değiştirmesini umut ediyorum… “Ama boyalı balmumundan atalar, arkamızda saklı durdukları yerde, küf bağlıyorlar yavaş yavaş. Yeni soylar, umutları gerçekleşmedi diye çenemizi dağıttılar cezalandırmak için bizi, tahta bedenlerimiz sıçan dişleriyle ufalanıp gidiyor.”
Ermiş Antonius ve Şeytan
Ermiş Antonius ve ŞeytanGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019400 okunma
Reklam
72 syf.
10/10 puan verdi
“Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider,” diye mırıldandı, belli ki bir şiirden bir dize okumuştu. Aynen öyle, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil. İnsan kendine faydası olacak hayvanları evcilleştirip düşmanca davrananları yok etti, toprağın yabani bitki örtüsünü temizledi. Ama sonra insan yok oldu ve ilkel
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,3bin okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
“O sırada Hildegarde otuz beş yaşındaydı ve on dört yaşında Roscoe adında bir de oğlu vardı. Evliliklerinin ilk günlerinde Benjamin ona tapıyordu. Ama yıllar geçtikçe kızın bal rengi saçları heyecan vermeyen bir kahverengiye dönmüş, gözlerindeki pırıltılı mavinin yerini tatsız bir metalik donukluk almıştı. İlk zamanlarda Benjamin’i danslara ve akşam yemeklerine sürüklerdi ama şimdi işler tersine dönmüştü. Onunla birlikte toplum içine çıkıyordu ama coşkulu değildi, günün birinde her birimizin üstüne çöken ve sonuna kadar da bizimle kalan ebedi uyuşukluk çoktan yutmuştu onu.” Aslında hiçbirimiz yabancı değiliz Benjamin’e, yalnızca filmden değil; hayattan. Sizin de bir anda çok sevdiğiniz şeylere nefret beslemeye başladığınız, hayran olduklarınızdan sıkıldığınız yahut kendinize yabancılaştığınız oluyordur, olmuyor mu? Fitzgerald doğum-çocukluk-ergenlik-yetişkinlik-yaşlılık döngüsünün olağanlığını kırıp karşımıza bir mucize çıkarıyor; Benjamin! Benjamin hayatı tersten keşfediyor, ölümün tadına kundaktayken varıyor. Aşık olduğu karısına tiksintiyle bakıyor, çok sevdiği oğlu onun yüzünü dahi görmek istemiyor. Zaman ve kişiler farklı ancak duygu aynı; tiksinti! Doğduğunda babasının ona hissettiği ve aşmak için senelerini verdiği o duygu…
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,3bin okunma
deniz
@bitikkedi·2020 okuma hedefini ekledi.
2020 OKUMA HEDEFİ
20/50 kitap - %40 tamamlandı
20 kitap okudu
50 kitap
2.101 sayfa
3 inceleme
0 alıntı
93 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.