Bana sırtını dön, bir mektup yazacağım
Bu dünyada ne var, kelamdan daha derin
Belki mezarlık biraz, hem çağırmıyor mu bizi
Burası daha serin, burası daha serin.
Ölümden korkuyor musun diyor okurun biri
Neden korkayım, ona ne yaptım ki,
Bir kez olsun binmedim saltanat kayığına
Ömrüm boyunca
Heyelan bölgesinde yaşadım sanki.
Etrafta çok fazla uğultu var. Sokak, Tanpınar'ın benzetmesiyle bir "uğultu değirmeni"dir artık ve Ahmet Haşim'in "yorgun başın munis bir ilticagâhı" olarak nitelediği sinemanın yerini ekran almıştır.
Ahlaki söylem giderek zayıflıyor, zira modern dünyada sırtını yaslayacağı tutarlı bir dinî inanış ve gelenekler dizisi yok. "Ne yapmalı ?" sorusu her zamankinden daha önemli görünüyor.Çürüyen ve kokuşan bir dünyada ahlakı savunmak için ne yapmalı ?
Ona doğru yol alanlar ancak teveccüh nurları ile yollarını bulabilir. Madem sen bir kulsun, kulluğunla zıtlaşan bütün insani vasıflardan çık. Çık ki, Hakk'ın çağrısına icabet etmiş ve O'nun huzuruna yaklaşmış olasın.