Biz inancımız -inançsızlığımız- yüzünden kadın taşlamayız.
Kimseye karışmayız.
Adam asmayız.
Kafa kesmeyiz.
Okul basmayız.
İnancımızı -inançsızlığımızı- paylaşmayanlara zorbalık etmeyiz.
Canlı bomba olmayız.
Savaş çıkartmayız.
Bir araç olarak görüp, toplumlara hükmetmeye çalışmayız.
İnancımıza -inançsızlığımıza- edilen laflara zorbalık ile karşılık vermeyiz.
Şimdi bi' düşünelim, kötü olan biz miyiz? Siz mi, kodumun yobazları?
Ve biz de, sizin ki gibi saçma şeyler yok!
Mesela,
Diyanet, “Babanın kızına duyduğu şehvet, karısıyla nikahını düşürür mü” sorusuna "Babanın kızına şehvet duyması haram değil..." demesi gibi şeyler asla olmaz!...
Biz adam oluruz, demek, biz şimdi adam değiliz demektir, öyle değil mi? dedi.
Sayfa 59Kitabı okudu
Çeki taşı örneği insanlara hep imrenmişimdir, dedi.
....
Lök gibi biyere, bir işe otururlar, bir daha öldür Allah ordan kımıldamazlar. Düzenli bir hayatları vardır.Günün hangi saatinde nerede, ne iş yapacakları, kimlerle neler konuşacakları bellidir. Tam tarifeye uygun belediyetaşıtları gibi yaşarlar. Günün hangi saatinde helaya gideceklerini bilirler ve hiç şaşırmazlar. Mesela bu adamlar, yolda giderken birden sıkışıp bizim gibi hela aramak için dört dönmezler. Bünyeleri de, bağırsakları da düzenli işler. Yaptıkları iş herneyse, emekli olmadan yada ölmeden o işten ayrılmazlar.
Sayfa 86Kitabı okudu
-Çok iyimsersiniz...
-Dünya iyi de ondan. Siz de çok kötümsersiniz...
-Herşey kötü de ondan...
-Kötü şeyleri görmeyin, duymayın...
-İyisi, güzeli yok ki...Ben sağır mıyım, kör müyüm? Haydi içelim...
-İçelim...Şerefinize...
Sayfa 112Kitabı okudu
-Tabii gülerim...Benim ayakkabım da eskidi de ona gülüyorum. Eski ayakkabı çok rahat olur. O ayağıma, ayağım ona alışmış...Ya param olup da yeni ayakkabı alsaydım, ayağımı vuracaktı, sıkacaktı filan...
Sayfa 116Kitabı okudu
Renksiz bir adamdı, tatsızdı, kokusuzdu ve biçimsizdi, ama yine de vardı ve uzayda bir boşluk doldurduğuna göre bir varlıktı, hem de canlı bir varlık. Nüfus sayımlarında sayıldığına göre bir insan, vergi ödediğine, askerlik yaptığına, sırasında ceza gördüğüne göre bir yurttaştı. Böyle olunca da, soyunu üretmesi, yani evlenmesi gerekiyordu.
Sayfa 146Kitabı okudu
Din
Sultan Mahmud'a
-Efendimiz, adamın biri peygamberliğini ilan etti derler.
Padişah
-Getirin bana! der.
Sahte peygamberi getirirler; yalınayak başıkabak, açlıktan avurdu çökmüş, üstü başı dökülen biri.
-Götürün bunu, kırk gün yağ balla, fındık üzümle, baklava börekle besleyin! der.
Kırk gün sonra adamı huzuruna çağırtır, sorar:
-Nasıl yine peygamber misin?
-Evet...
-Peki peygamberlere vahiy gelir, sana da vahiy geliyor mu?
-Evet geliyor Cebrail vasıtasıyla geliyor
-Ne deniyor vahiyde?
-Cebrail vasıtasıyla Allah bana! "Sen yerini buldun, sakın oradan bir yere kımıldama!" diyor.
Bir kitap çekti, sayfalarını karıştırdı: iri harflerle basılmış bir kitap. Bizdeki kitapların çoğu iri harflerle basılıyor Olric. Kültür seviyemizi gösteriyor bu iri harfler. Okumayı yeni öğrenen bir millet olduğumuz için iri harfleri tercih ediyoruz. Daha harfleri yeni söktüğümüz için, onları satırlar arasında kaybetmekten korkuyoruz. Az gelişmiş harfleri seviyoruz. Geniş aralıklı satırlar, sayfanın kenarlarında büyük boşluklar, içimizi serinletiyor. Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar. Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric.
Sayfa 577Kitabı okudu
Tutunamayanlar'ı "Okumak"
Bir kitap çekti, sayfalarını karıştırdı: iri harflerle basılmış bir kitap.
“Bizdeki kitapların çoğu iri harflerle basılıyor Olric.
Kültür seviyemizi gösteriyor bu iri harfler.
Okumayı yeni öğrenen bir millet olduğumuz için iri harfleri tercih ediyoruz.
Daha harfleri yeni söktüğümüz için, onları satırlar arasında
kaybetmekten korkuyoruz. Az gelişmiş harfleri seviyoruz.
Geniş aralıklı satırlar, sayfanın kenarlarında büyük boşluklar, içimizi serinletiyor.
Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar.
Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric.”
Sayfa 577 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 1Kitabı okudu