Bir atasözümüz var: Her koyun kendi bacağından asılır. Evet doğru , her koyun kendi bacağından asılır ama, koyun olduğu için. İnsanlar koyun değil ki..
Ne zaman, başkalarının uğradığı büyük haksızlıklardan tedirgin olsam, büyük adam olma isteği gelirdi içimde... Öyle büyük, öyle büyük bir adam olacağım ki, bütün bu haksızlıkları kaldıracağım. O kadar da çok haksızlıklar vardı ki, bu kadar büyük haksız lıkları ortadan kaldırmak için ister istemez çok büyük adam olmam gerekiyordu.
Babamın beni zeki olduğum, çalışkan olduğum, iyi olduğum gibi bir niteliğimden ötürü değil, her ne olursam olayım, hiçbir karşılığı olmadan salt çocuğu olduğum için sevdiğini anlıyordum.
Katkısız bir baba sevgisiydi işte bu...
kendini düşünmeyen, başkalarının yardımına koşan şövalye ruhlu adam. Kimseye boyun eğmemek, haksızlık yapmamak çabası içinde olan bir adam. Böyle bir adamın bu memlekette huzur bulacağına inanıyor musun? Hiç sanmam.
"Her gece yatağınıza girince, önce bir nefis muhasebesi yapınız.O günkü davranışlarınızın hepsini bir bir gözünüzün önünden geçiriniz. Kimlere iyilik, kimlere kötülük yaptığınızı, kimlere kötü davrandığınızı düşününüz ki, ertesi gün daha iyi bir insan olasınız."
Eğitim diye, iyi adam yetiştirmek diye, çocukların, gençlerin, önüne boylarınca dikenli çalılar koyuyorlar. Bu dikenli çalılar arasından sıyrıklar, yara bereler içinde geçip, kan içinde kalıp kurtulmak zor, çok zor...
"mutluluğa kavuşamamış, yaşamları ziyan olmuş, değerleri yeterince bilinmemiş pekçok kadın tanıdım. Elbet böyle erkekler de vardır. Ama ben daha çok o türlü kadınlara acıdım hep.."
.