Mustafa Parlak

Mustafa Parlak
@bozkir_ayazi
Eğme başını
Yetti, belli ki yetti, hem de ne yetti söyletmeye; Senden önce idim, ay ışığında akşam sefası Tan yeri aydınlandığında gördüm,ne ışığı kaldı ne safası Sensin, anladım, bunca yıldır geceye müptela, malzeme eden onca aşığı Bende öter dururmuşum cır cır böceği gibi Ağıt yakarmışım durmadan karanlığa boşu boşuna Acırım geçmişime, acırım sensiz zamanıma Görmeyince gözlerim seni, olmuşum sana Ama, Dilim dişim kitlenmiş dönmüşüm sayende tutsağa Eğme başını eğme, Bu güzelliğe baş eğmek yaraşmaz
Reklam
"Bir öğretmen bir sınıfın kapısını, bir mabedin kapısını açar gibi açmalı!" Maarif Davası/Nurettin Topçu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yürek
Yürek; Bir insanın yada bir evin en küçük çocuğuna benzer. Laf duyar ama dinlemez, umursamaz. Hep bir şeylerin altında kalır ve kalmalardan da geri kalmaz. Derdin nedir diye sorsan, Cevap alırsan rahat uyursun, Mutlu uyanırsın sabahlara, Sorarda cevap alamazsan Sessiz kalırsa yarınlara Nah! uyursun geceleri Güneş doğmaz o sabahlara
Mustafa Parlak
Mustafa Parlak
Eğme başını eğme
…… Gece düştü gözümden, Yüzün gönlüme düştü Işığın gözüme… Sevincim yüzüme… Bu sabah bayram sabahı mıdır nedir. Güneşli bir günün zahiri dir, gözlerim Oysa hamaldır yüreğim, Hep olmadıklar peşinde Bak yine! Ali dağında, odununda… O yüzden Sevincim derdimi avutmaz. Gözlerimle, yüreğim aynı kaderi paylaşmaz. …..
Reklam
Reklam