BU DA BİZİM ŞEREFİMİZ OLSUN!
ABD Temsilciler Meclisi’nde ‘’Bozkurtlar/Ülkü Ocakları’nın terörist bir yapılanma olup-olmadığının araştırılması’’ yönündeki karar ibretle ve dikkatle ele alınmalıdır…
Neye muhatap olduğumuz, nasıl bir emperyalist projeyle karşı karşıya kaldığımız iyi görülmeli ve anlaşılmalıdır…
Her şeyden önce şunu söyleyelim ki, bu
11 Ocak 1971 Deniz Gezmiş ve arkadaşları İş bankasını soydu
(Resim) Canan Kaftancıoğlu: Mücadeleyi koşullarıyla değerlendirmezsek Deniz Gezmiş'e hırsız, Yılmaz Güney'e katil dememiz gerekmez mi? Bir de burdan bakalım.
Canan Kaftancıoğlu karısı, nereden bakarsan bak. Deniz Gezmiş hırsız, Yılmaz Güney katildir.
(Resim)Ekrem İmamoğlu: Mustafa
✅Aynada hilal bıyıklar tarandı
✅Balkona çıkıp ulundu
✅Elle ülkücü işareti yapıldı
✅Bozkurt yalnızlığı odaya doldu
✅Boğazlı kazak giyildi
✅Bozkurt yatağı hazırlandı
✅1 bardak kımız içildi
✅9 ışık söndürüldü
✅Türkî cumhuriyetler baştan sayıldı
İyi uykular Bozkurtlar🐺🇹🇷
BİZ BÖYLE GÖRMÜŞTÜK.
Eskiden Ülkü Ocakları menfaat ve saltanatın uğramadığı yerlerdi. Vebali büyük, bedeli ağır teşkilatın adıydı Ülkü Ocakları. Karşılık beklemeden vatan, millet, din, bayrak uğruna istikballerini feda eden yiğitlerin yuvasıydı. Ülkücü dünya görüşünde adamın adamı olmakta, adam satmakta, kula kul olmakta yoktu. Ülkücüler yalnız
.
Ülkü ocakları, vatanını, milletini, bayrağını canından çok seven milliyetçi gençlerin bir araya geldikleri, teşkilatlanarak aynı hedefe yönlendikleri eğitim merkezlyeridir. Ülkü Ocakları, gelecekte bu ülkeyi yönetecek gençlerin bilgilerinin artmasında, beceri ve liderlik özelliklerinin tanımlanmasında önemli bir okuldur. Ülkü Ocakları,
Kendimizi; kafamıza fes takıp birkaç tarihi dizi izleyince Osmanlıcı, bir elimize tespih alıp bir elimizi bozkurt yapınca ülkücü, İzmir marşı dinleyip, Atatürk fotoğrafını profile koyunca Atatürkçü, 3-5 kitap okuyunca âlim sanıyoruz. Okumuyoruz ama biliyoruz(!). Büyük zaferlerle dolu tarihimizi araştırarak öğrenmek yerine birkaç dizi izleyip tarihçi kesiliyoruz. Takım tutar gibi parti tutuyor, liderine tapıyoruz. Kendimizi düzeltmeden birilerini düzeltiyor(!) bununla da övünüyoruz. Sağcı-solcu oncu-buncu diye ayrılıyor bir türlü birlik olamıyoruz. Sonra da diyoruz ki; "Biz niye gelişmiyoruz?"
Emre TIRAŞ