Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak kılıboz

Bir okuma disiplini yaratmak,sadece teşvik edici bir şeye fazlasıyla rol yüklemektir.okuma tinsel hayatın eşiğidir,oradaki yolu bize gösterebilir,yolu oluşturmaz.
Reklam
Çeşitlilik insanın içinde düzensizliğe, bedeninde bozukluğa yol açar oysa ki müzikte sadelik, kişinin içine düzen, idmandaki sadelik ise bedenine sağlık verir.
Biz bekçilerimizi bir şehirlinin bir şehirliye kin beslemediğine nefretin, kinin günah olduğuna inandırmak istiyorsak çocuklara daha küçükten bambaşka şeyler anlatmalıyız. şairler de verilen öğütleri uygun masallar düzmeye zorlanmalı.hera'nin oğlu tarafından zincir vurulduğunu, hepaistos anasını dayaktan korumak isterken babasının eliyle gökten fırlatılmasını,homeros'un tanrılar savaşı diye anlattıklarını şehrimizde söyletmemeli.ister açık ister gizli kapak olsun bütün bu masallar uzak kalsın şehrimizden.çünkü çocuk açığı,gizli kapaklıyı ayırt edemez Bu yaşta duyduklarımız da akıldan çıkmaz, olduğu gibi kalır. işte bunun için de; çocukların ilk duydukları sözlerin iyilik yolunu gösterecek güzel masallar olmasına çok önem vermeliyiz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer bir insan çok fazla "şey"e gereksinim duyuyorsa,bu büyük bir yoksulluk göstergesidir.çünkü bu,o insanın,büyük ruh'un "şey"leri açısından yoksul olduğunun kanıtıdır.
Bakımsız bırakılan bahçede biten ayrık otları,bahçedeki tüm suyu ve toprağı bir asalak gibi emerek bahçenin tamamını ele geçiriyor.iyinin yeşermesine artık imkân yok!!
Reklam
Kimileri ormana güneşe ve bol ışığı Özlem duyar ama bunlara genellikle karşı çıkılması gereken hasta gözüyle bakılır.eğer bir kimse bu taşlar arasındaki yaşamdan hoşnut değilse şöyle denir: "Bu anormal bir insan"Buda aşağı yukarı şu anlama gelir:"bu adam tanrının insanlar için neyi uygun gördüğünü bilmiyor"
Dünya savaşı bizi de kendimizden kuşku duyar duruma sürükledi.Dünyamızı sorgulamaya, gerçeği ne kadar yakaladığımızı sormaya ve kültürümüzün kendi ideallerimizi gerçekleştirme yeteneğinden kuşku duymaya başladık.Bu nedenle kendimizi bir kez olsun eğitilmiş ve kültürlü insanlar olarak görmeyi bir yana bırakalım.
Her insan bu dünyada var olduğunu kendine göre bir yol bulup başkalarına kanıtlamak zorundadır.yoksa anlamı kalmayan yaşam bir şaçmalık olur.
Acı çekmek ne demekmiş şimdi anlıyorum. Acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğini eczaneden dikiş attırmak değildi. Asıl acı,kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi.kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Sayfa 169Kitabı okudu
Kadınlar ve erkeklerin kurdukları Bu haz ve acı yıginağı,prendick, hayvanların onlarda kalan izidir soyundan geldikleri hayvanların izi. acı!!acı ve haz toz toprak içinde süründüğümüz sürece bizim için...
Reklam
G.A.:Tüm istekler, arzular, hırslar manevi midir? Asla maddi olamazlar mı? Y.A.:Hayır. İçindeki efendi her durumda yalnızca ruhunu tatmin etmeni ister. Başka şeye ihtiyacı yoktur. Diğer meselelerle hiç ilgilenmez. G.A.: Hadi ama! insan başkasının parasına göz diktiğinde Bu açıkça maddi ve iğrenç değil mi? Y.A.: hayır. para sadece bir sembol. manevi bir arzunun görülebilir,somut şeklini temsil ediyor. her istediğin, sözde maddi şey yalnızca bir sembol. onu, şeyin kendisi için değil, o an ruhunu tatmin edeceğini için istiyorsun.
Sayfa 116Kitabı okudu
O yıldızlara bakarken kendi sorunlarımı da dünyevi hayatın tekmil dertlerini de unutuverdim.aklımdan,akıl sır ermez uzaklıklarını ,bilinmeyen geçmişten bilinmeyen geleceğe uzanan devinimlerinin ağır ve kaçınılmaz akışını geçirdim.Dünyanın kutbunun gösterdiği O büyük devinimsel çevrimi geçirdim aklımdan. Bu sessiz dolanım,içinden geçip geldiğim bütün O yıllar boyunca yalnızca 40 kez meydana gelmişti.bu az sayıdaki dolanım sırasında tüm etkinlikler karmaşık düzenlenişler, uluslar, diller, edebiyatlar,uzun zamandır Güdülen büyük amaçlar, dahası benim bildiğim insan'ın belleği bile yok olup gitmişti. geriye atasoylarını unutmuş olan bu zayıf yaratıklar ve yüreğime dehşet salan beyaz şeyler kalmıştı.
Li quan anlattığına göre han hanedanlığı sırasında komutanlardan biri isyan edip Hunlar'a katılmış imparator gizlice gözetlemeler için düşmana 10 kişi göndermiş adamların hepsi de düşmanın zayıf olduğunu anlatmışlar İmparator Daha sonra bir de lou sing'i göndermiş. sing ise Hunlar'a saldırmanın yerinde olmayacağını belirtmiş imparator sorunca da" iki ülke savaştayken güçleriyle gösteri yaparlar; oysa ben gittiğimde sadece zavallıları ve yaşları gördüm elbette güçlüler ama zayıfmış gibi davranıyorlar; bence saldırmak uygun olmaz "demiş. imparator kızarak sing 'i ki onu engellemiş çalıştığı için cezalandırmış ve ordusunun başına geçerek yola çıkmış. Hunlar ise önlerini kuşatıp onları 6 gün erzaksız bırakmışlar."işte bu" diyor ki Li "zayıf görünmektir."
Gerçekten güçlüyken, zayıf görüneceksiniz; Cesur olduğunuzdaysa korkak.bu yöntem Hunlar'a karşı işe yaramıştı.
Sırf zevkaya güvenmek isteyen isyankarlıgı,sırf insancıllığa bel bağlamak ise zayıflığı doğurur. Güvene saplanıp kalmak aptallığı,cesaretin gücüne dayanmaksa şiddeti doğurur. Komutandaki aşırı zalimlik, zulüm boyuna gelebilir.Bir lider bu 5 değere aynı anda eşit düzeyde sahip olduğunda ise işte o zaman gerçek bir lider olacaktır. Ahlak, iklim,arazi,liderlik, disiplin. Jıa lın
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.