Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

Sabitlenmiş gönderi
..daha kötüsünü tanıdım ben, insanların yargısını. Onlar için hafifletici nedenler yoktur. İyi niyet bile suç olarak düşünülür. Hiç tükürük hücresinden söz edildiğini işittiniz mi? Tutuklunun içinde ayakta durduğu ama hiç kımıldayamadığı daracık bir dört duvar. Onu çimentodan kozasına sımsıkı kapatan sağlam kapı çenesinin hizasında durmaktadır. Bu durumda adamın ancak yüzü görülür ve gelip geçen her gardiyan bu yüze ağız dolusu tükürük atar. Hücrede sıkışıp kalan tutuklu, gözlerini kapamasına izin varsa da, yüzünü silemez. Alın size, azizim, bir insan icadı. Bu küçük şaheser için Tanrı’ya ihtiyaçları olmadı insanların.
Sayfa 78 - can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Yaşamın sonsuzluğunu görmüş ve o sonsuzluğun içinde yalnızca neler yapabileceğini değil, nasıl hissetmeyi seçebileceğini de görmüştü. Başka akorlar, başka ezgiler de vardı. İçine yer yer umutsuzluk serpiştirilmiş, hafiften orta depresyona kadar gidip gelen dümdüz bir çizgide yaşaması gerekmiyordu.”
Sayfa 279Kitabı okudu
282 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.3/10 · 54,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hayat,” diye yazmış Sartre bir zamanlar, “umutsuzluğun öte yanında başlar.”
Sayfa 269Kitabı okudu
“Her şey güzel olacak Nora, her şey düzelecek.”
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
“Aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkan herkes dörtte üç ölmüş demektir.”
“Püren biraz konuşabilir miyiz? “Neyle ilgili?” “Konuşabilir miyiz?” Hep böyle olur. Ayrıldıktan sonra evde yangın söner ve ev sahibi gelip yangında zarar almayan hala kullanabileceği ne var diye ortalığı karıştırır. Buradaki ev benim ve söndüğümü sanan varsa, büyük yanılıyor.
“Şarkısında dediği gibi benden sonra artık pencereyi kapatmadığına ve çarpmasından korkmadığına, çünkü zaten uyumadığınaysa zerre inanmıyordum. Çünkü uykusuz kalsaydı, bir gece yarısı ona yazdığım kitap önsözü uzunluğundaki mesajımı görürdü. Çünkü uykusuz kalsaydı, beni arar ve ‘Ayşe Püren, senin şu uyku haplarını nereye koydun? Bulamıyorum’ derdi. Çünkü uykusuz kalsaydı, gecenin bir yarısı yürüyüşe çıkardı ve moda sahilinde yürürdü, karşılaşırdık. Çünkü uykusuz kalsaydı, sabaha karşı dörtte en son kaçta çevrimiçi olduğumu görmek için Whatsapp’a girerdi. Çünkü uykusuz kalsaydı, beni arardı, “gelsene, saçmaladık” derdi, ikinci cümleye kalmadan on dakika içinde kapıyı çalardım, uyurduk. Anıl, uykusuz kalmadı.
Yirmilerinizdeyseniz ve erkek arkadaşınız içerideyken tuvalet aynasına bakıyorsanız, şöyle diyorsunuz: “yaparsın kızım. Çok güzelsin.” Otuzlarınızdaysanız ve erkek arkadaşınız içerideyken tuvalet aynasına bakarsanız da şöyle diyorsunuz: “yaparsın kızım. Daha önce de yaptın. Ajda Pekkan’ın bile başına gelmiş. You’ll survive Ayşe Püren.”
“Bu dünyada elimden gelen en iyi şey aşk. Şüphesiz çok iyi bir aşığım. Kendi acımı görmezden gelene kadar kendimden uzaklaşabiliyorum. Motivasyon, ilham, destek, ilgi ve şefkat konularında karşılıksız yazılmış bir çek gibiyim.”
Reklam
Betül
@btllakca·Bir kitabı okumaya başladı
Behice'nin Yarım Kalan İşleri
Behice'nin Yarım Kalan İşleriSinem Sal
7.7/10 · 801 okunma
Terapi daha ziyade yeni bağlantılar kurma, yeni ve daha sağlıklı sinir yolları oluşturma işi. Bir bakıma, terapide iki şeritli köy yolunun yanına dört şeritli otoban inşa ediliyor. Eski yol da orada durmaya devam ediyor ama onu artık pek kullanmıyorsunuz. Terapi daha iyi bir alternatif, daha iyi bir “varsayılan mod” oluşturma yöntemi.
“Bağımlılık,kaygı,depresyon,öfke, bir işte tutunamamak, sağlıksız ilişki döngüleri: bildiğim bir şey varsa o da her acının aynı olduğudur. Ki bence, hemen hemen her yıkıcı davranışın altında yatan umutsuzluk aslında kökleri çok derinlere uzanan bir değersizlik hissiyle ilişkili. Mutlu olmayı hak ettiğinize inanmakla buna değdiğinizi bilmek arasında fark var. Bazen bize sunulan fırsatları sırf içten içe kendimizi yetersiz gördüğümüz için geri tepiyoruz. Evinizi cici şeylerle ağzına kadar doldurmuş bile olsanız, hayatınız dışardan kusursuz bir tablo gibi görünse de, eğer vaktiyle bir travma yaşamış ve bunu gömüldüğü yerden kazıp çıkarmamışsanız, güç bela inşa ettiğiniz her şeye yaralarınızın gölgesi düşüyor.”
“Yine inşaat örneğinden gidelim. Fetüsün beyni o kadar Hızlı gelişir ki, bunu binanın temelini atmaya benzetebiliriz. Doğumdan sonraki ilk iki ayda ise binanın iskeleti kurulur. Bir yaşa kadar, çevrenizdekilerle kurduğunuz her tür etkileşim, borçları ve kabloları döşer. Bunların hepsi bina inşaatının son derece önemli aşamalarıdır. Bina henüz tam olarak oturmamış olmakla beraber kabası bitmiştir. İki yaşında bir çocuk daha gelişimini tamamlamamıştır fakat temel yapı ve sistemleri kurulmuştur. İlerideki gelişimi bu zemin üzerine inşa olacaktır. Binanın temelini sağlam atmazsanız, içine dandik boru ve kablolar döşeyip de parkeleri, aksesuarları en cicisinden seçerseniz, temel eksiklikleri ilk etapta göze çarpmayacaktır. Fakat inşaatın ilk evrelerinde yapılan bu ihmaller ileride sorunlara sebep verecektir. Sahiden de insanın yapıp ettiği her şeyin her boyutunda, yaşamın ilk yıllarındaki deneyimlerin etkisi vardır: bunlar ister istikrarlı, öngörülebilir, sevgi dolu etkileşimler olsun isterse kaos, tehdit, öngörülemezlik ve sevgisizlik. “
Betül
@btllakca·Bir kitabı okumaya başladı
Ne Oldu Sana?
Ne Oldu Sana?Bruce D. Perry
8.8/10 · 37 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
54 günde okudu
Çalınan Dikkat
Çalınan DikkatJohann Hari
8.9/10 · 1.496 okunma
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.