Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
Bugün kırlangıca yol göründü. Güneşle birlikte yavaş yavaş kanatlandı. Gagasını açmadan avlanmayı öğrendi. Sessizleşti, düşündü ve havalandı. Diyarlar geçti durmak bilmedi. Kırlangıç umutsuzluk nedir bilmedi. Sakince kalbinin pusulasını takip etti. Pusulası bozuldu güneşini bekledi. Duraksadı, gördü ve devam etti. Kuş bakışı izledi; denizi, toprağı, bulutu. Yaşamın sırrını fısıldadı buluta. Neydi bu sır, nasıl biliyordu kırlangıç? Bulut hak etmiş miydi? Artık bu bir sır mıydı? Dayanamadı bulut gözyaşlarını akıttı denize ve toprağa. Gözyaşlarıyla birlikte sır da döküldü yeryüzüne. Varlık buna hazır mıydı? Kırlangıç pişman oldu. Yoruldu, gözlerini kapattı ve süzüldü. Artık sır yoktu ağır bir gerçek vardı. Nereye gidecekti kırlangıç bu suçlulukla. Zihnini zorladı. Gözlerini açtı ve tek dostu onu yalnız bırakmadı. Güneş bulutun gözyaşları arasından gülümsedi. Tek bir diyâr kalmıştı ve kanatlar da oraya yöneldi. Gökkuşağı. Kırlangıç son gücünü topladı. Kanatlarını gerdi. Yeni diyara bakışlarını dikti. Uçtu, uçtu daha da uçtu. Çok yoruldu bitkin düştü. Sadece dinlenmek istedi. Tek çare olarak alçaldı. Bastı toprağa. Ağır gerçekle sulanmış toprağa. Canı yandı tekrar kanatlarını açtı. Dostuna gitmek istedi, olmadı. Fakat bir anda değişti her şey. Kırlangıç hafifledi, canı yanmıyordu. Göz kapaklarını kapattı ve açtı. Kendini gördü. Topraktaydı. Biraz sonra anladı. Yaşamın sırrındaki acı gerçek ruh ile bedeni ayırmıştı birbirinden. Artık yorgunluk yoktu. Gökkuşağına kavuşmak; dostuna ulaşmak vardı. Yalnızca özgürlük vardı.
Reklam
Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…
Muhterem dostlar “Ekmeden biçmek!” diye bir söz var. Ne ekersen onu biçersin! Ekmediysen ne biçeceksin! Maalesef insanımız çalışmıyor, okumuyor. Birinci yaşanmış hikâye Köyde çalışırken 3”- 4 kişi bir arkadaşın buğday tarlasına çalışmaya gitmiştik. Biçilen buğdayları toplayıp traktörle harmana getiriyorduk. Hava çok sıcaktı. Baktım arkadaşlar
Ölüm Noktürnü
seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm.. çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde ellerine dokundun; sana inandı ölüm o efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Nisan Ayı Okumalarım
Çok kalın ve ağır kitaplar vardı bu ay 😱😱 Paylaşmayı da unutmuşum 🥲🥲 Geç oldu ama yıl sonunda ay ay görmek için paylaşıyorum 💃💃
Reklam
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
"SÜT LEVREK"
Merhaba gençler! Nasılsınız bakalım? Bendeniz iyiyim. Akşam annemlerde leziz bir çupra yersek daha iyi olacağım inşallah. Akşama doğru Metro'ya gidip bakacağım. Bu kış çok az balık yedim. Açıkçası endişeleniyorum zekâ geriliği olacak, bağışıklık sistemim çökecek diye. Neden böyle oldu bilemiyorum. Bir iki defa balık haline baktım. Canlı
"Açık Mektup :) Seni kırmayacağım demiştim @milta :)
"Merhaba benim kalbimi görebilen can dostum Nazile Serna ; Sen beni yokluğunun bitimsiz kederine terk edip gideli, yıllar geçmiş. Peki ben neden, daha iki gün önce Antikacılar Çarşısı'ndaki çay evimizde buluşup, şen kahkahalarımızla söyleşmişiz gibi hissediyorum ? Neden yüzünün her tatlı kıvrımı gözlerimin önünde, sesin hala
Akşam oldu
Bugün 1 Mayıs Ve ben çok üşüyorum Uzun bir yürüyüşe çıktım Eğmişim başımı hafif adımlarla Dalgalar içime içime vuruyor Güneş ayrılık kızıllığında Hüzün hüzün batıyor
Reklam
4🖤 KELEBEK CANI Bugün bir kelebekle tanıştım Üzerimde bir kırgınlık var dedi Geçer demişler birkaç güne... Yürüyelim mi dedi vaktim var Ölmeye de vaktim var
4🖤 KELEBEK CANI Bugün bir kelebekle tanıştım Üzerimde bir kırgınlık var dedi Geçer demişler birkaç güne... Yürüyelim mi dedi vaktim var Ölmeye de vaktim var
Rüya "1-)Öncelikle rüyanın ne olduğunu bilmek lazım. İnsanın bedeni vardır, ruhu vardır, nefsi vardır. Her insanın en az bir de şeytanı vardır. Dört varlık bir arada yaşar. Eğer bize ait şeytanımız olmasaydı, emin olun nefsimiz, imanımıza daha çok hizmet ederdi İmtihan bu ya, dörtlü gezeriz, yaşarız; beden burada kalır, şeytanımız burada
Okunmaya değer eski bir alıntı..
ÇOCUKLARINIZI KİM EĞİTİYOR? TAKİP EDİYOR MUSUNUZ? 1980 öncesine gidiyorum. Ortaokul öğrencisiyim. Babam bizim evimize de televizyon aldı. Sadece TRT var ve yayınlar siyah beyaz. Günün birinde Charlie Chaplin’i keşfettik. Filmin başından sonuna katıla katıla kahkaha atarak izledik dört kardeş. Bir hafta sonu yine Charlie Chaplin filmi vardı ve
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.