(...) insan için acı ve sıkıntı çekme, en derin ahlâkî özün uyanıp açılmasını, en soylu güçlerin açığa çıkmasını sağlar. Acı ve sıkıntılarda deney sahibi olan bir kimse, çelikleşmiş bir kimsedir; onun için hiçbir şey güç değildir; bütün büyük ve soylu işler için dayanıklılığı artmış, insanlığı, ahlâkî erki gelişmiştir; ayrıca bütün insanlar ve olaylar karşısında derin bir anlayışa da ulaşmıştır. Oysa, acıya dayanıksız bir kimsenin başına bir talihsizlik gelince kalıp değiştirir, ahlâken güçsüzleşir ve çöker; o, kişisel temel değerinde yaralandığı için, bundan böyle artık bir daha da doğrulamaz. Gerçekte mutluluk da, acı ile yoğrulmuş olanın kucağına düşer. Gerçi o, haz ve mutluluk peşinde koşmaz; fakat, ahlâki büyüklük gereği kaçmaktan uzak bulunduğu bütün acı ve sıkıntıları, sağlam iç yapısı ile durgun ve sessizce karşılar; böylece de mutlu olabilme yeteneğini kazanır, mutluluk ancak ona yaraşır.
Sayfa 7 - On İki Levha Yayıncılık