Bir komutan yazmış... "Siz oğlu şehit olan aileye acı haberi vermeye gittiniz mi hiç?"' Hayır mı? Dinleyin o halde; Sabah daha mesaiye başlamadan yazılı bir emir düşer önünüze. Yukarı köyden Ahmet oğlu Mehmet şehit düşmüştür. Yarabbim dersin, dağa çıksam üç gün aç susuz kalsam da şu haberi vermesem... Ama giyersin tören üniformanı
[1] Şifremi bilmek istiyosan 5'e bak. [2] Sıra numara 11'de. [3] Lütfen deli olma 15'e bak. [4] Havalı ol,13'e bak. [5] Ama önce 2'ye bak. [6] Kızma ama şimdi 12'ye bak. [7] Seni seviyorum iyiki varsın.. [8] Söylemek istediğim şey 14'te yazıyor. [9] Lütfen 4'e bakar mısın ? [10] Bu son,bu sefer 7'ye bakar mısın ? [11] İnşallah deli olmassın,6'ya bak. [12] pardon pardon 8'e bak. [13] Hiç kızma 10'a bak. [14] Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum,3'e bak. [15] Deli olmaya başlıyorsun ama 9'a bak :D
Reklam
ölen çocuklar Şimdi hepsi melek gibi kanatlanmış uçuyorlardı, Dostoyevski Sahi çocuk nedir ne anlama gelir buna kendi hayatımı anlatarak cevap vermek isterim evet bende bir duyguları yazma sevdası başladı o ünlü yazarlara özenmişimdir belkide sadece amatör ve acemice bir şeyler karalamak çabasıdır benimki 1 kişi bile okuyorsa ne mutlu bana
Sonra Taptuk Babaʼnın sesi duyulur. Yunus, bu sefer de nefsinin, şeyhi kılığında geldiğini düşünerek tereddüt eder. Fakat Taptuk Baba, gelenin kendisi olduğunu, nefsinin ise zincire vurulmuş hâlde bulunduğunu söyleyerek kapıyı açtırır. Ardından, buradaki çilesinin bittiğini, artık son nefese kadar sürecek büyük çilehânedeki çilesine başlayacağını haber vererek onu “er meydanı” dediği dış dünyaya çıkarır. Dergâha dağdan odun taşımakla vazifelendirir. Ardından da, kızını ona nikâhlayacağını söyleyip şu nasihatte bulunur: “‒(Yunus!) Hiçbir hak yeme! Nefsin hakkını da… Nefsin hakkı, şerîatte yazılı olduğu kadar… Ne bir lokma eksik, ne bir lokma fazla… Nefsi zincire vurmak böyle olur. Nefsini öldürmeye çalışma! (Zira nefs ölmez. Sen onu) îmâna getirmeye çalış! Allah onu yenmek için yarattı seni!.. Velhâsıl nefs, her yere ve her kılığa girer. Sahibini bir gölge gibi takip eder. Onu bütünüyle bertaraf etmek ne mümkündür ne de makbuldür. Makbul olan; onun gücünü mânevî terbiye ile kontrol altına alarak Hakkʼa kulluğa râm etmektir.
Avrupa ile Rusya arasında sıkışıp kalmış bir ülke Ukrayna
Avrupa ile Rusya arasında sıkışıp kalmış bir ülke Ukrayna. Rusya tarafından bakıldığında, köklerinin temeli burada Avrupa'dan bakıldığında Batılılaşmak isteyen bir ülke. bu iki zıt kutup arasında sıkışıp kalmış bir ülke Ukrayna. Ukrayna'nın tarihine bakıp da saygı göstermemek olmaz kanısındayım. Halkın bu iki kutuplu dünya karşısında göstermiş
Tehlikeli Oyunlar'ın Albayı ile dertleşme
Nasıl başardık albayım böylesine katılığa, acımasızlığa, zalimliğe çarpıp dağılmayı, parçalanmayı? Oysa kitaplardan bahsederken ne kadar da nazik, duygusal, anlayışlı bir insan izlenimi vermişti bize? Nasıl yanılabildik bu kadar? Sahiden bu kadar tanıyamıyor muyuz insanları? Oysa Oğuz Atay uyarmıştı bizi Tutunamayanlar'ında " Gerçek dünyada kimin ne yapacağı belli değil yazarlarımla yaşamak daha kolay." demişti. Biz de bu sözü dinlemiş kitaplardan kale inşa etmiştik kendimize. Yıllar var hiç çıkmamıştık bu kaleden. Nasıl cesaret edebildik dışarı adım atmaya? Nasıl? Nasıl? Bana bir gülüşe kandık deme albayım yapma Oğuz Atay uyarmıştı bizi "Bizi biz olduğumuz için kimse sevmez" demişti. Bunu aklımızdan çıkarmaya nasıl cüret ettik? Umut ettik deme albayım Nietzsche uyarmıştı bizi "Umut en son kötülüktür" demişti. Nasıl çıkardık aklımızdan? Şimdi incinen ruhumuzu en iyi bildiğimiz şekilde iyileştirmeye çalışalım Tutunamayanlar'ı yeniden okuyalım, sayfalarını gözyaşlarımızla yıkayalım. Kitaplardan kalemize geri dönelim ve bir daha çıkmamamız gerektiğini hiç unutmayalım. En önemlisi de bu sefer altını çizdiğimiz o satırları bir daha aklımızdan çıkarmayalım, kalbimizin hassasiyetini unutmayalım
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.