Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Buket Şahiner

İnan bir sonsuzdan başka bir sonsuza doğru kaçarak kurtulamaz, farklı olana rastlayabilme kuruntusuna kapılarak, özdeş olanın açıklamasından kaçamaz.
Reklam
Ona göre, iyi insan olarak adlandırılanlar edimlerini ve düşüncelerini gizlemeyi becerebilenlerdi; ama böyle bir insan kucaklanır, kendisine sevecenlikle yaklaşılır ve sonra iyice soruşturulursa, deşilmiş yakadan akan irin misali, içinden türlü türlü yalan, iğrençlik ve kandırmaca çıkardı.
-Peki annen ve baban Yahuda, onlar iyi insanlar değil miydi? +Kimdi ki benim babam? Beni sopayla döven şu adamdı belki, belki de şeytandı, ya da bir keçi, ya da bir horoz. Annesinin yatağını paylaştığı herkesi nerden bilsin Yahuda? Yahuda'nın çok babası var. Siz hangisini diyorsunuz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ve herkese karşı hassas ve harikulade bir çiçek, hoş kokulu bir Lübnan gülüyken Yahuda'ya sadece sivri dikenlerini bırakıyordu. Sanki Yahuda'nın kalbi yoktu, sanki gözleri, burnu yoktu ve herkesten daha iyi anlamıyordu hassas ve kusursuz taç yapraklarının güzelliğini.
Fakat hayat mucizeleri sevse de, gerçek mucizeler konusunda cimri davranır.
Reklam
Yalnız kalmadan hakiki mutluluğu bulmak mümkün değildi.
Demek ki namuslu olmamanın suçlusu ben değilim, zaman. İki yüz sonra doğsaydım bambaşka biri olabilirdim.
Kapıyı çalar, ama açan kimse olmaz. Ölümde aynı şekilde iradesi dışında karşılar insanı.
Bence kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor.
Bütün bu pislik ve igrençlikler gereklidir, çünkü bunlar gübrenin kara toprağa dönüşmesi gibi zamanla faydalı bir şeye dönüşür. Kökeninde pislik barındırmayan iyi bir şey dünya üzerinde bugüne kadar görülmemiştir.
Reklam
Her türlü zorbalığın toplum tarafından makul ve yerinde bir gereklilik olarak karşılandığı, beraat kararı gibi her türlü merhamet göstergesinin toplumda tatminsizlik ve intikam duyguları uyandırdığı bir dünyada adaleti düşünmek gülünç değil midir?
Namuslular kıt kanaat geçinirken, namussuzların karnı tok sırtı pektir.
Acı...
+Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikayet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir. -Tek bildiğim tanrının beni sıcak kandan ve sinirlerde yarattığı. Evet! Bir organik doku eğer canlıysa her türlü uyarıya karşı tepki vermelidir. Benim yaptığım da işte budur! Acıya karşı bağırarak, gözyaşlarımla cevap veririm. Yapılan alçaklıklara öfkeyle, igrençliklere ise tiksinti duyarak tepki gösteririm. Bana göre bu, hayatın ta kendisidir. Acıyı küçümseyebilmek, her daim memnun olmak ve hiçbir şeye şaşırmamak için artık yaşamamak gerekir. Bütün bir hayat bu duygulardadır. Hayatın yükü altında ezilebilir, ondan nefret edebilirsiniz, ama onu küçümseyemezsiniz. Bizi burda parmaklıklar ardında tutuyorlar, işkence ediyorlar, çürümeye terk ediyorlar. Bunlar çok güzel ve mantıklı; çünkü size göre bu parmaklıklarla sıcak, rahat odanız arasında hiçbir fark yok. Ne âlâ felsefe! Hayır efendim, bu ne felsefe, ne düşünüş tarzı ne de bakış açısı genişliğidir; aksine bu tembellik, Hint fakirliği ve uyku sersemliğidir! Acıyı küçümsersiniz, ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz!
Karşı cinse şirin görünmek için kendi cinsinin değerlerini küçümseyen genç hanımlardan biri; bu yöntemin pek çok erkekte işe yaradığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ama bana göre, bu çok seviyesiz bir yöntem, çok da alçakça...