Bülbülüm altın kafeste
Öter âheste âheste
Ötme bülbül yarim hasta
Ah neyleyim şu gönlüme
Hasret kaldım sevdiğime
Ben sana dayanamam yârim
ben sana aldanamam
Ben sana aldanamam yârim
ben sana dayanamam
Bülbülleri hâr ağlatır
Aşıkları yâr ağlatır
Ben feleğe neylemişim
Ah neyleyim ben feleğe
Beni her bahar ağlatır
Bülbül ruhtur, kafes beden. Biri Rahman'ın nefesidir; diğeri dünyanın (her türden iktidarın) baskısı. O aheste ötüş ise tıpkı Hz. Mevlana'nın anlatımında ney'e dönüşen kamil insan'ın şiirsel sesidir.
Ne zaman bir bülbülün sesi duyulsa, uzak bir uğultu gibi şarkılar ruhumuzu sarsa ya da aşk ile vatan içimizde aynı anda tutuşsa, gidip o meşhur Selanik türküsüne düşer gönlümüz. Evet, her seferinde, bülbülüm altın kafeste. Sesin düğümlendigi, sözün sınırlandığı, hançerenin(gırtlağın) sustuğu bir an. Bülbül kafeste tutsak, kafes aşka düşmenin sembolü, özgürlük kavuşmak. Bülbülün kaderini sesinden tanırız. Ben sana dayanamam yârim/ben sana aldanamam.