Gecenin bir yarısı ,nedensiz yere terleyerek uyanmıştı.Oysa ki odası Aralık ayının soğuk ayazı ile doluydu.Akşam şömineyi yakmaya erindiğini anımsadı.Nefes alışverişlerinin düzene girmesi için yavaşça yatağının için de oturmak üzere doğruldu.Şimdi uykusu açılmaya ve odasında olmasının bilincine varıyordu ki karşısında ki gölgeyi fark etti.Zifiri karanlık olmasına rağmen göz göze geldiklerinin farkına vardı.Bir an ne yapacağını şaşırdı.Evde yalnız olduğu düşüncesi, hızla beynine kurşun gibi çarptı.Gölge sadece nefes alıyordu hırıltılı sesi de bir şekilde ona eşlik ediyordu.Ne yapması gerektiğine bir türlü karar veremedi.Bağırsa kim sesini duyacaktı,şehir dışında birbirine uzak olan bir kaç villanın tam ortasındaydı.Keşke ,Murat'a bu kadar kızgın olmasaydım şimdi apartman dairemizde sıcacık yatağımızda güven içinde uyuyor olurdum ,diye düşündü.Birden panik olmadığını ve korkmadığını fark etti,bu daha çok dehşete düşmesine sebep oldu.Gölge yatağın ayak ucun da hiç hareket etmeden onun ilk hamleyi yapmasını bekliyor gibiydi.Aradan kaç saniye geçti bilemedi,gölge ona doğru bir iki adım atınca gayri ihtiyari olduğu yerde büzüldü.Saçlarının çekilmesi ile ,gözyaşları yanağından akmaya başladı,bu gerçek olamazdı,kesinlikle rüyadayım diye düşünürken; gölge kulağına doğru eğilip,"Bunca yıl sonra sana kendimi hatırlatmaya geldim,eminim sana yaşattığım her anı özlemişsindir," dedi....