Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak

Burak
@burak5091
10 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Gökyüzü kararır Mavi siyaha döner Yıldızlar yine de kafa tutar Parlar senin için
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Bayan Elm gülümsedi. "Sana bir şiir okuyabilirim. Kütüphaneciler şiiri çok sever." Sonra Robert Frost'tan alıntı yaptı. "Bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben - / Ben gittim az geçilmişinden, / ve bütün farkı yaratan bu oldu işte..."
Sayfa 191Kitabı okudu
"Aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkan herkes dörtte üç ölmüş demektir." diye yazmıştı Bertrand Russell. Ama Bertrand Russell'ın evlilik ve gönül ilişkilerinin sayısı, yediği sıcak akşam yemeklerinin sayısından fazla olduğu için, belki de bu konuda onun sözüne güvenilemezdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm yönelimlerin merkezini pazarın oluşturduğu, maddi başarıların en önemli değer olduğu bir uygarlıkta, insanlar arası sevgi ilişkilerinin de meta ve emek pazarını yöneten aynı değişim yolunu izlemesine çok da şaşmamalı.
Sayfa 23
Reklam
Benden istediği gibi semptomlarına doğrudan saldırmak, sığ sularda debelenmek gibi bir şey. Benim yüceltmem lazım, küçültmem değil! Yanlış yaptığı zaman ona tokatlanacak bir çocuk gibi davranmak, onu küçültmek demek. Bu beni de küçültür! EĞER TEDAVİ, TEDAVİ EDENİ KÜÇÜLTÜYORSA HASTAYI YÜKSELTMESİ MÜMKÜN MÜ? Bunun daha yüceltici bir yolu olmalı.
Sayfa 296Kitabı okudu
İstemediğimi bildiği halde, bana ilk adımla hitap etmekte ısrar ediyor. Bana işkence gibi geliyor ama onun bu küçük zaferi kazanmasına izin verecek kadar güçlüyüm.
Sayfa 266Kitabı okudu
Güdülerinizi daha derinlerde arayın! Hiç kimsenin tamamen başkaları için asla bir şey yapmadığını anlayacaksınız. Tüm eylemler kişinin kendisine yöneliktir, tüm hizmetler kendisine hizmettir, tüm sevgiler kendisine olan sevgisidir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Hem yolu hem yol arkadaşlarınızı seçmek isteyebilirsiniz. Fakat hem yolun bazı kısımları hem de yol arkadaşlarınızın bazıları sizin istediğiniz gibi olmayacaktır. Zorlandığınızda elinizden tutmasını istediklerinizi yanınızda bulamayabilirsiniz. Fakat oradan geçip gidenler mutlaka yola işaret bırakmışlardır: Kitaplar!
Sayfa 136
Onlara imrenenler nasıl yaptıklarını merak etse de başarılı insanlar "Nasıl?" sorusuyla meşgul olmuyorlardı. Çünkü onlar nasıl yürüdüklerinin farkında olmadıkları gibi, bir yere varmaktan ziyade, yolda olmakla meşguldüler ve serüvenleri devam ediyordu.
Sayfa 103
Reklam
Durumlar ve olaylar değil, tutumlar ve tavırlar önemlidir. Acıya ağlamayı değil taylıya bağlamayı tercih edin.
Sayfa 54
İstikbali istikbal, hâli halle mümkündür. Yarını dünden kazan, bugün beklenen gündür!
Sayfa 36
Belki zaman da mekân gibidir. Nasıl ki dünya, üzerinde yaşayanlara, ondan uzaklaşmadıkları sürece düz gibi geliyor. Zaman da bir ok gibi ilerlemeye devam ederken zamanla(!) kıvrılıyor olabilir mi?
Sayfa 24
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Sayfa 12
Lippman her türlü iletişimi, bir fikri benimsetmek veya yaymak unsurlarıyla birlikte, potansiyel olarak bir propaganda öğesi olarak görme noktasına vardı. Zira iletişim birtakım doğrular ya da bir bakış açısı sunarak, karşısındakinin zihninde mevcut klişeleri destekliyor ya da zayıflatıyordu. Bunun öneminden yola çıkarak, bir insanın "tükettiği" her türlü bilginin, başka deyişle neye ilgi gösterdiğinin, bu bilgi karşısında ters tepki gösterse de o insanı etkilediğini söylemek yanlış olmaz. Diğer taraftan bu önerme, kendimize ait tamamen bağımsız düşünceye sahip olabilme kapasitesine gereğinden fazla önem verdiğimiz imasını taşır. Şayet bu doğruysa, dikkatimizi zapt etmek üzere verilen yarışta, kimin oraya ilk önce ve en sık vardığı büyük önem teşkil eder. Bizi etkilemeyen tek iletişim şekli ya hiç haberdar olmadıklarımız ya da göz ardı etmeyi sonradan öğrendiklerimizdir. Bu nedenle Jacques Ellul, yalnızca diğerlerinden kopuk yaşayan insanların - izole kırsal bölge sakinleri ya da şehirdeki en fakirler- propagandadan etkilenmeyen ve bunun yanı sıra en çok okuyan ve her konu hakkında bir fikri olan entelektüellerinse en çok etkilenen kesim olduğunu ileri sürer. Lippman'ın kendi devri için verdiği örneğe göre, her şeyden uzak, koloniyel bir adada huzur içinde yaşayan İngiliz ve Almanların, savaşın başlangıcıyla ilgili bir bilgiye sahip olmamalarından ve birbirlerinin en kötü düşmanlarıymışcasına nefret etmelerini gerektiren nedenlerden bihaber olmalarından dolayı, savaş boyunca barış içinde, mutlu mesut yaşamaya devam etmişlerdir.
Sayfa 63
En yüksek dağların zirveleri sürekli onu görerek yaşayan insanlar için bir süre sonra olağan gelmeye başlar. Bu "edinilmiş bağışıklık" faktörü, insanların dikkatini çekme sanatının yükselip olgunluğa ulaşmasıyla, bu değer üzerine kurulmuş endüstrileri, şartlı savunma mekanizmasının üstesinden gelebilmek amacıyla sonu gelmeyen "sıradaki yeniliği ortaya koyma" çabasını da gerekli kılarak çileden çıkarmaya devam edecekti.
Sayfa 54
Reklam
İnsan olmak, kendini yetersiz hissetmek ve üstün bir konumu ele geçirmek üzere çaba harcamak demektir.
Sayfa 9
Eğer her güzel şeyin üstüne bir kova soğuk su dökerseniz, hayat tabii ki size hep "rutubetli ve kasvetli" görünecektir!
Sayfa 57
Kısacası , insanın en ağır yükü her zamanki gibi gene kendisi...
Doğrunun ne olduğunu bilmedikçe , doğruluğun iyilik olup olmadığını nasıl kestirebiliriz?
Sayfa 40
"Şu anda , sana güzel bir söz söyleyebilmek için , on bin kitap okumuş olmayı isterdim." Dedi. "Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Sayfa 113
Kendiniz olun. Fazlası olmaya çalışırsanız bir hiç olursunuz.
Reklam
Bir türkü duyulur... Gecede başka türlü , gündüzde başka türlüdür. Çocuk söylerse başka tatta , kadın söylerse ... Genç söylerse başka türlü olur , yaşlı söylerse... Dağda söylenirse başka , ovada, ormanda, denizde başka türlüdür. Hep ayrı ayrı tattadır. Sabahleyin başka , öğle , ikindin , akşamlayın başkadır.
Sayfa 63