Sokrates ölüyor, ölüyor ama öldükten sonra ne oluyor?
Yoksa bu ölüm yalnızca bedenin ölümü mü?
Sürekli şekilden şekillere giren beden ruhu artık serbest mi bırakıyor?
Bir sürü filozofun bir araya gelerek beyin fırtınası yaptığı bu kitabı Platon yazıyor. Üstelik yukarıdaki soruların hepsinin de cevabını içeriyor.
İşte Sokrates'in ölüm hakkındaki düşüncelerinden sadece bir paragraf:
"(Eğer bedenle beraber ruh da ölseydi) Ölümün her şeyden kurtulmak anlamına gelmesi kötüler için beklenmedik bir nimet olurdu, çünkü ölürken ruhlarından kurtulacakları için, bedenleriyle birlikte kötülüklerinden de kurtulacaklardı. Fakat gerçekte ruh ölümsüz olduğuna göre, kötülüklerden kaçınmasından ve mümkün olduğunca daha iyi ve daha erdemli olmaya çalışmasından başka seçeneği yoktur."
"Hayatı boyunca bedeni zevkleri önemsemeyen, süslenmeye özen göstermeyen, tam aksine böyle alışkanlıkların arzu edilenin tersi sonuçlar vereceğine inanan ve öğrenmeyi hedefleyen alışkanlıklara değer veren bir insan, bu inanış sayesinde ruhu için endişe etmemelidir."
"Yanlış konuşmak sadece dile karşı işlenen bir suç değildir, aynı zamanda ruhlara da zarar verir. Cesaretini toplayarak sadece bedenini gömdüğünü düşünmen gerekir. Cenazemi istediğin gibi ve geleneğe uygun olacağını sandığı şekilde kaldır."
Sokrates'in ağzından dökülen kelimeler yavaşça son buluyordu.
Sokrates savundu. Ama kendisini değil. O, ölüm için üzünülmemesi gerektiğini savundu, ruhların bedenden ayrılmasının o kadar da kötü bir şey olmadığını savundu; canını değil, kaçmayı değil de o, ölümü savundu.