Sosyalist devrimci hareket içinde özellikle Çin ve Mao çizgisini ve düşüncelerini merak edenler için bilgilendirici nitelikte kısa bir kitapçık. Lin Piao, Çin’deki devrimde bizzat yer almış, Mao’nun en yakınındaki isim olmuştur. Başkan yardımcılığı görevini uzun süre yürütmüş. Bir uçak kazası süsü verilerek Mao tarafından öldürüldüğü söyleniyor. Bizzat Mao tarafından öldürülse de çok iyi bir Maocu olmuştur.
Devrimci hareket içinde özellikle ilk olarak Lenin tarafından ortaya atılan sonrasında Stalin ve Mao’nun da takip ederek geliştirdiği demokratik devrim çizgisiyle sosyalist devrim çizgisi ayrımına dair de Çin’in konumunu açıklıyor. Çin’deki devrimin kendine özgü değerlendirmeleri ve devrimci çizgideki Maocu okuma için iyi bir örnek.
Türkiye’deki sol çizgi içindeki MDD ve Dev-Genç çizgisine dair olayların ve isimlerin öğrenilmesi açısından o dönemde bizzat bu hareketlerin içinde yer almış olan bir öğrencinin, militanın anılarını okumak oldukça etkileyici. Bizzat içeriden okumak hem detay açısından doyurucu olurken diğer yandan da bir taraftan okumanın bilinciyle okuduklarını analiz etmeni kolaylaştırıyor.
Mises’in kısa ama etkili sosyalizm ve Marksizm eleştirisi yaptığı konferanslardan oluşuyor. Zihin açıcı noktalara dikkat çekiliyor. Mises gibi Avusturya iktisatçıları iyi birer sosyalizm ve Marksizm bükücüsüdür. Eğer sosyalizm ve Marksizm eleştirisi okumak istiyorsanız Mises’in bu eseri de diğer eserleriyle birlikte okunabilir.
Kitap, alt başlığından da anlaşılacağı üzere 1960-1980 arası dönemi ele alıyor. Yazarın daha önce kaleme aldığı ve 1950-1960 yılları arasını incelediği Türkiye’nin Uzun On Yılı kitabının bir nevi devamı niteliğindedir. 1960-80 arasındaki dönemi 27 Mayıs sonrasındaki süreçten başlayarak ele alan yazar, 12 Mart’a giden süreci ve 12 Mart sonrasında ise 12 Eylül’e giden süreci değerlendiriyor.
Kitabın öne çıkan yanı, ele alınan döneme dair ayrıntılara da yer vermesi. Geniş bir kaynaktan taranmış olması buradan anlaşılabiliyor. Küçük nüanslara da yeterince yer vermiş. Örneğin 27 Mayıs sonrasında Hava Kurmay Albay olan Muhsin Batur ortaöğretim çağlarında özendiği valilik mesleğini, darbe sonrasındaki yönetim ve iktidar boşluğundan faydalanarak üstüne almış ve bu özlemine son vermiştir.
Hem koca yirmi yılın siyasetini okuyor, bu dönemde nelerin yaşandığını görebiliyorsunuz hem de örnek verdiğim gibi küçüklü büyüklü anılardan da haberdar olabiliyorsunuz.