Mises’in kısa ama etkili sosyalizm ve Marksizm eleştirisi yaptığı konferanslardan oluşuyor. Zihin açıcı noktalara dikkat çekiliyor. Mises gibi Avusturya iktisatçıları iyi birer sosyalizm ve Marksizm bükücüsüdür. Eğer sosyalizm ve Marksizm eleştirisi okumak istiyorsanız Mises’in bu eseri de diğer eserleriyle birlikte okunabilir.
Kitap, alt başlığından da anlaşılacağı üzere 1960-1980 arası dönemi ele alıyor. Yazarın daha önce kaleme aldığı ve 1950-1960 yılları arasını incelediği Türkiye’nin Uzun On Yılı kitabının bir nevi devamı niteliğindedir. 1960-80 arasındaki dönemi 27 Mayıs sonrasındaki süreçten başlayarak ele alan yazar, 12 Mart’a giden süreci ve 12 Mart sonrasında ise 12 Eylül’e giden süreci değerlendiriyor.
Kitabın öne çıkan yanı, ele alınan döneme dair ayrıntılara da yer vermesi. Geniş bir kaynaktan taranmış olması buradan anlaşılabiliyor. Küçük nüanslara da yeterince yer vermiş. Örneğin 27 Mayıs sonrasında Hava Kurmay Albay olan Muhsin Batur ortaöğretim çağlarında özendiği valilik mesleğini, darbe sonrasındaki yönetim ve iktidar boşluğundan faydalanarak üstüne almış ve bu özlemine son vermiştir.
Hem koca yirmi yılın siyasetini okuyor, bu dönemde nelerin yaşandığını görebiliyorsunuz hem de örnek verdiğim gibi küçüklü büyüklü anılardan da haberdar olabiliyorsunuz.
Kitabı okumaya devam ediyorum. Kişisel gelişim kitapları, okurken kendisini belli eder bence. Eğer okurken sizi harekete geçme konusunda heyecanlandırıyorsa o kitap iyidir, dikkate almalı. Bence bu da öyle bir kitap. Okumaya başladığımdan bu yana çevremdekilere “Sabah 5 Kulübü”ne katılmam gerekiyor diyorum :) Modern dünyada bunu başarmak kolay değil gerçekten. Fakat buna rağmen denemeye değer olduğuna sizi ikna ediyor kitap. En azından beni ikna etti. Okumaya devam etmekle birlikte sabah 5’te kalkma çalışmalarım başladı. Bu konu aslında bizim türkülerimize çok çok önceden girmiş: sabahın seheri günden ileri :) …