Onu Mücellâ kılacak, bir başka ismin gölgesinden kurtaracak ne bir varlığı ne de öyle bir arzusu vardı. Hani, Dede Korkut zamanında yaşayan bir oğlan olsaydı Mücellâ adsız kalırdı.
-Babama acıyorum, -dedi; sonra çocuklarda büyükler gibi konuşma hevesine kapıldıkları zaman görülen ciddiyetle ekledi. -Ne de olsa şimdi üzerimize bir felaket çöktü!
-Yeter artık! -dedi kararlı, coşkulu bir tavırla; sonra sanki görünmez bir kara güce sesleniyormuş gibi, meydan okurcasına, çalımla ekledi. -Sanrılar, anlamsız korkular, saçma hayaller... hepiniz geri! Yaşam var ve ben şimdi yaşıyorum!
"Kim Allah'ı kızdırarak insanların rızasını kazanmaya çalışırsa , Allah onu, ondan razı olanların kötüleyicisi durumuna getirir. Kim de insanları kızdırarak Allah'ın rızasını kazanmaya çalışırsa Allah onu, onlara karşı güçlü kılar. "
"Birkaç tavşanın peşinden koşan hiçbirini yakalayamaz." Bilim ne diyor: Dünyada herkesten çok kendini sev, çünkü dünyada her şey kişisel çıkara dayalıdır.
Ben bir mevsimin değişmez günü değilim,
Bir bakarsın, günlük güneşliğim,
Sevinç doludur içim.
Bir bakarsın, en parlak güneş ışıkları
Yol verir bulutlara;
Sanslısın, güneşli günümde çıktın karşıma.
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire, tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.