Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilemma ⸙

Sabitlenmiş gönderi
"Ben sadece rahat bir zihin istiyorum, bir sürü yükümlülükle kalabalıklaşmamış bir zihin." | Charlotte Brontë |
Reklam
Fakat bu da geçecekti; "elbette buna da alışırım", diyordu. "İnsan nelere alışmaz ki..." Zaten hayat dediğimiz bu kapalı dairenin asıl mucizesi, bu alışmak değil miydi?
Sayfa 35
Eşyanın sükûneti, değişmez manzarası onun için hayatta bir teselli ve zevk kaynağı idi. Bir insan, en yakınımız bile, çarçabuk değişebilirdi. Fakat eşya, dalgın ve daüssılalı uykularında hep aynı kalırlardı. Bir saksının, bir sedirin, bir masanın, bir duvar veya kapının değişmesi imkânsızdı. Eşyanın açık dost, her zaman için güvenilir çehreleri!.. Fakat acaba gerçekten onlar değişmez miydi?
Sayfa 20

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Öbür insanlar gibi yaşamak..." Bu ne kadar güzel ve iyi bir şeydi.
Sayfa 17
Hakikatte Abdullah Efendi, ömürlerinin sonuna kadar kendileri olmaktan kurtulamayan, nefislerini bir ân bile unutamayan, etrafındaki havaya kendilerini en fazla bıraktıkları zamanda bile, içlerinde, tıpkı alt katta geçen bütün şeyleri merakla takip eden bir üst kat kiracısı gibi köşesinde gizli, mütecessis, gayrimemnun ve zalim ikinci bir şahsın mevcudiyetini, onun zehirli tebessümünü, inkâr ve istihfaftan hoşlanan gururunu ve her ân için ruhu insafsız bir muhasebeye davet edişini duyan insanlardan biriydi. Ah bu ikinci Abdullah Efendi, bu üst kat sakini... Hayır, o kiracı değil, evin asıl sahibi, efendisi, hükümranıydı.
Sayfa 12
Reklam
Düz yolların aksine, tali yolları tercih ediyorum. Yol uzuyor ama böylesi daha güzel. Yollarda çiçekler buluyor insan...
Sayfa 83
Hayat bir hız yarışına dönüşüyor. En hızlı giden kazanıyor. Beklemeyi öğrenmek gerekiyor. Düşünmek için yavaşlamak gerekiyor. Hatta durup düşünmek.
Sayfa 58
Gençler için hazırladığım bir trafik kılavuzuna şöyle yazmıştım: "Bir otomobil şoförünün IQ'su hızıyla ters orantılıdır." Tabii, "Ne kadar hızlı gidersen o kadar aptalsındır!" yazmaya cesaret edemedim.
Sayfa 54
"Kütüphanede zaman geçmez. Okuma eylemi yavaş olmalı, okur bir sayfanın, bir paragrafın, hatta bir cümlenin büyüsüne kapılmalı. Roman hızın düşmanıdır.” Kundera
Sayfa 28
Sabırsız bir saatçi günün tadını çıkarmak istedi, hareketleri hızlandırdı, tempoyu artırdı… Bir saati 45 dakikada tamamlayan bir saat icat etti. Hayali, bütün rekorları altüst edecek bir saat yapmaktı: Bir saati yarım saatte tamamlayan bir saat. Sıkıcı insanlarla geçirdiğiniz akşamlar için birebirdi. Saatinize bakıp, "Ooo vakit gelmiş bile! Kalkmamız lazım" diyebileceğiniz bir icat.
Sayfa 24
Reklam
... hep şaşırtıcı olanı beklediğimiz bu hayattaki tek hakiki olay ölümdür aslında.
Sayfa 10
... artık bekleyecek sabrım kalmadı. Daha yola çıkmadan varmak istiyorum. Her şeyin hemen olmasını istiyorum ama hiçbir şey olmuyor. Sürekli bekleme halindeyim; bir mektubu, çalmayan bir telefonu, geç kalan birini bekliyorum hep; hiç huzurum kalmadı.
Sayfa 10
4.834 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.