Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı bir defa yarım bırakıp ikinci başlayışımda bitirdiğim bir kitap. Ve inanın bana bunun sebebi kitabın sürükleyici olmaması veya benzeri bir durum değil. Nabokov üslubunu sevdiğim bir yazar. Kitabı okurken cümleler, kullandığı teknikler kitabı elimden bırakmamak istememi sağladı. Bunun bir diğer sebebi daha kişisel olarak kitaptaki Sebastian'ı arayışın beni çekmesi olmalı. Nabokov kitapta kendi hayatından benzetmeler ve alternatif durumlar kullanmış. Ve kitap yine kitabın içinden olacak şekilde benzerlikler, durumu yorumlamamızı sağlayacak olaylar içeriyor (buralara girmeyi çok isterim fakat sizler için ne spoiler kategorisinde giriyor bilmediğimden düşüncelerimde kalıyorum.) ki bu da daha iştahlı okunmasını sağlıyor. Kitabı iletişim yayınlarından alacak olursanız arka kapakta kitabın son cümlesi olan "Ben Sebastian'ım ya da Sebastian ben ya da belki ikimiz ikimizin de tanımadığı bir başkasıyız" cümlesi var. Burada da göze "Sebastian ben" kısmı çarpıyor olacak. Sebastian yarım kalmış, bazen unutulmuş bazen kaybolmuş fakat yüreğin içinde en sevilen ve hayranlık duyulan yerde. Sebastian arandıkça uzaklaşacak ve bütünleşme ile sonlanacak. Elbette bunlar benim çıkarımlarım ve yorumlarım. Kitabı okumanızı tavsiye ediyor ve iyi günler diliyorum.
Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı
Sebastian Knight'ın Gerçek YaşamıVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2016138 okunma
Belki her insanın karşısına bir ara, işbirliği yeteneğinin karşılayamayacağı kadar zor, ağır, dayanılmaz bir sınav durumu çıkabilir. Aynca, hayatın çeşitli sorunları karşısında duyarlılık da her insan için değişik olur. Bazıları yanlış cevaplar verirler. Verdikleri cevap toplumsal ilgiye ters düşer. Kimisi başkalarının çıkarı söz konusu olduğu zaman böyle yapar, kimisi de aşk konusunda. Ama toplumsal ilginin aşağı düzeyde olması bize her zaman belli bir durumdaki başarısızlığı gösterir. Bir sınav yeralana kadar, bu konuda kesin bir şey söylenemez. Ama sınavdan sonra, başarısızlığa uğrayan insan tümüyle aşağılık duygusuyla başbaşa kalmış gözükür. Burada bireyi kavrayan ruhsal (psikolojik) gerilim, aşağılık karmaşası (kompleksi) olarak tarif ettiğim fiziksel ve ruhsal ifade şekillerine yol açar. Herkesin kendisine bakmasından utanma, kekeleme, ağlama, yakınma, korku, vb. bunun basit belirtileridir. Bunlar kolayca anlaşılır ve yanlarına da her zaman kalp çarpıntısı gibi, renk solması gibi, yanak kızarması, soluk tıkanması, başağrısı, uykusuzluk, yorgunluk gibi fiziksel durumlar katılır.
Sayfa 77 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sinirce = nevroz
Eğer birey belli bir hareketi yapıp yapmamaya karar veremiyorsa, kesin olan bir tek şey vardır, o birey hareket etmiyordur. Bu kendini uzak tutma durumu, kaygı sinircesinde de açıkça görülür. Fiziksel belirtilere sahip sinirceler de insanı sosyal bir sorunu çözmekten alıkoyabilirler.
Sayfa 124 - Say YayınlarıKitabı okudu
Özseverlik = narsisizm
Özseverlik, bir zayıflık duygusundan, o da bir aşağılık duygusundan ileri gelmektedir. Aynı zamanda, bu duygu kendine bir ödünleme (telafi) aramakta, durumu hiç değilse görünüşte daha basit hale getirmeye çalışmaktadır. Bu tavrın hayattaki sosyal sorunlarla çelişki halinde olduğu ortadadır. O halde burada daha güçlü bir aşağılık duygusuna ilişkin bir toplumsal ilgi noksanlığı görüyoruz. Yani çocuk kendini düşman diyarda sayıyor, artık hiçbir şey yapamayacağına, hiçbir başarı sağlayamayacağına inanıyor, ya da her olayı bir zorgu halinde kendine yöneltiyor ve tüm sorumluluklardan kaçınıyor.
Sayfa 257 - Say YayınlarıKitabı okudu
Adler & Rüya
Niçin rüya görür insan? Bir süre buna uygun cevap bulamadım. Sonunda aklıma yeni bir düşünce geldi: Rüyayı görenin amacı zaten rüyayı anlamamaktır. Rüyayı anlayıştan uzaklaştırmayı kendi istemektedir. Demek ki rüyada olan bir şey, mantıkla bağdaşmamaktadır. Rüyanın amacı, rüya göreni aldatmaktır. İnsan belli bir durumda kendini aldatmak ister. Ayrıca insanın rüyayı neden anlamadığını da buldum. Amacı bir duygu durumu yaratmaktır. Bu duygunun netliğe kavuşmaması gerekir. Var olmalı bir duygu olarak rüya görenin bireyselliğinden yaratılmış şekilde bulunmalıdır. Görünüşe göre bu, bir sorunu duygusal olayla ve hayat tarzına uygun şekilde çözmek isteğine tekabül etmektedir çünkü o insan sorununu sağduyuyla çözme yeteneğinden emin değildir.
Sayfa 265 - Say YayınlarıKitabı okudu
Bireysel Psikolojinin amacı yargılara varmak değil, yardımcı olmaktır. Bilimsel şekilde yardımcı olmaktır. Övgüler,' eleştiriler dağıtmak onun görevi değildir. Bu nedenle ben suçtan değil, yalnızca kusurdan, yanlışlıktan söz ediyorum. Bu yanlışlıklar çocuklukta yer almış olup devam 'etmektedir, çünkü yanlış davranış kelime ve kavramlar halinde formüle edilmiş bile değildir ve bu nedenle de mantığın uyanışı bunu sarsmamaktadır. Ben birini suçlayacaksam, bu durumu anladığı halde, ya da anlama olanağı eline geçtiği halde, yine de değişim konusunda yeterli katkıda bulunmayanları suçlardım.
Sayfa 380 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
392 syf.
·
Puan vermedi
Livaneli'nin okuduğum üçüncü kitabı kendileri. Kitaptan genel hatlarıyla bahsetmek gerekirse, üç ana karakter etrafında şekilleniyor hikâye. Meryem: Şeyh amcası tarafından tecavüze uğramış, kirletilmiş, öldürülmeyi haketmiş(!), 17 yaşında bir genç kız. Cemal: Yıllarca örgüte karşı savaşmış bir komando. Görevini bitirip memleketine döndüğünde amca
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,3bin okunma
82 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.