Şimdiye kadar görülmüş müdür ki bir efe başarak yaşasın, uzana uzana yatağında ölsün? Efe ne kadar yiğit olursa olsun, kurşundur sonu.
Sayfa 28Kitabı okudu
Efelik Ege de, kökü ta ötelere, derine dayanan bir gelenekti. Osmanlı'dan, Bizans'tan daha eski. Belki de bu dağlar dağ olalı zeybeksiz kalmamıştı.
Efelik Ege de, kökü ta ötelere, derine dayanan bir gelenekti. Osmanlı'dan, Bizans'tan daha eski. Belki de bu dağlar dağ olalı zeybeksiz kalmamıştı.
Sayfa 21Kitabı okudu
Göl yerinde su eksik olmaz. Yiğit yatağı boş kalmaz. De gayrı gün senin günündür..
Sayfa 13Kitabı okudu
" Demedim mi Efem? Demedim mi Osmanlı'nın dostluğu olmaz. Al ile avlanan Efem! Kötünün eliyle giden Efem!"
Sayfa 12Kitabı okudu
Çok yorulduk.
Buralardan uzaklaşmalıyız. Dinlenmeliyiz.
Rahat yaşamak ne kadar iyiydi. Ama bu mümkün mü ?
Sadri Alışık'ın 29. sene-i devriyesi
Kendine özgü üslubu ve selamıyla halen Türk izleyicisinin seyretmekten keyif aldığı isimlerden olan sanatçı, "Bir Ömürlük İstanbul" adlı şiir kitabıyla da İstanbul'a sevdasını kaleme aldı.
Karaciğer yetmezliği nedeniyle dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın desteğiyle 1990'da ABD'ye giden sanatçıya Prof. Dr. Münci Kalayoğlu ve ekibi tarafından organ nakledildi. Karaciğer, böbrek ve solunum yetmezliği ile kemik iliği hastalığı için tedavi gören Alışık 18 Mart 1995'te İstanbul'da yaşama veda etti.
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilen sanatçının anısına, eşi Çolpan İlhan tarafından kurulan Sadri Alışık Kültür Merkezince her yıl "Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri" veriliyor.
Usta oyuncunun rol aldığı bazı filmler şöyle:
"Fato-Ya İstiklal Ya Ölüm", "İstanbul Geceleri", "Çakırcalı Mehmet Efe", "İstanbul Çiçekleri", "Hürriyet Şarkısı", "Allah'a Ismarladık", "Kendini Kurtaran Şehir-Şanlı Maraş", "Tanrı Şahidimdir" "Vatan ve Namık Kemal", "Yavuz Sultan Selim Ağlıyor", "İki Süngü Arasında", "Suçlu Benim", "Soygun", "Halıcı Kız", "Daima Kalbimdesin", "Çalınan Aşk", "Korkusuz Kabadayı", "İlk Göz Ağrısı".
SON...
Çakırcalı öldürüldükten yıllar ,yıllar sonra bile ,o yoldan geçen köylüler mezara yarım saat kala ,olanca sesleriyle bağırırlar:
"Çakırcalı Efe ! Çakırcalı Efe ! Yol ver geçelim.Yaban değiliz..."
İnsana ait erdemleri uhrevi duruma çevirmeye üstümüze yok
Nazilli'ye gidince gideceğim yerlerden biri...
Çakırcalı nın mezarı Nazilli'nin dışında ,yol üstündedi.Köylüler mezarı o gün bugündür evliya türbesi makamında ziyaret ederler.
Sonra bir de Çakırcalının mezar toprağı birçok dertlere deva sanılır.Öyle söylerler.
Çakırcalı Mehemet Efe ölümüne kitabı okurken üzülmek ...
Karşılıklı atış bittikten sonra mevkiye geldik.Burada iki ceset vardı .Birisi dağa kaldırılan Osman bey indi.Ötekinin başı ,elleri yoktu .Göğsünün derisi de yüzülmüştü,ama kıyafeti Çakırcalı nın kıyafeti değil bizim bildiğimiz zeybek kıyafetiydi.İşte bu bizi şaşırttı.
Cakırcalının karısı Iraz Kadın bu başı kesilen ,derisi yüzülen cesedin kocası Çakırcalı Efe ye ait olduğunu söyledi .Aglayıp ,çırpınmadı .Ama öyle kurudu kaldı.Bir tek laf etmedi .
Çakırcalı nın cedesini hemen oracıkta Nazilli'nin meydanına ayaklarından astılar.
Bunu gören Hacıduk Kamille Osman bana gelerek :
"Rüştü Bey gördün mü yaptığımız işi? Çakırcalı gibi bir yiğit buna layık mıydı ?
Keşki o bizi vuraydı ," dediler.
Demek Çakırcalı affa yanaşmıyordu.Ben de öyle sanıyordum zaten.Belki de hakkı vardı.Ne kadar düze inmişse bu adam , hükümet adamlarından o kadar fenalık görmüştü.
Ve anlamıştım ki , Çakırcalı eşkıyalığı hiçbir zaman istememişti.