Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyada Osmanlı Türk'ünden başka dini uğruna canını fedaya tartışmasız hazır bir millet ve asker yoktu.Asker başına on şiling yerine elli ingiliz lirası teklif etsek, yine de yüzümüze çarparlar, dünyaya rezil oluruz.
Ey İlah-i Âlemîn ! Milletimiz kadar dinin uğruna evlâdını kurban etmiş bir başka millet var mı ?
Reklam
Ayaklarına çuvallar bağlanmış katırlar aşağıdan çıktılar; ön cepheye top, tüfek, malzeme götürüyorlardı. Yanlarından geçerlerken Charles onlara bakarak: - Savaşıp, başkasının elinden neyi var, neyi yoksa almaya kafa yorduğumuz kadar ilme önem versek, herhalde insanlık olarak daha kolay refaha kavuşuruz, dedi.
Sayfa 346Kitabı okudu
Kimsede takat kalmamıştı; kimse bulunduğu yerden kımıldamıyordu. Yalnız Molla Kazım geriye doğru sürünüyordu. Belki bir fırsat daha ele geçmezdi; can yoldaşı Pütürgeli Bilal'in isteğini yerine getirmeliydi. Pütürgeli Bilal'in yanına gelince, düşmandan oldukça uzaklaşmıştı. Başucunda dikilmiş, bakıyor, soluk alıp verirken, hava değil de ateşi ciğerlerine çekip bırakıyordu. O karayağız, idealist, dost insan kanlı bir et parçasına dönmüştü. Tazelenen göz yaşlarıyla beraber boğazından acı bir hıçkırık fırladı. Üç-beş metre yukarıdan bir ses duydu. -Hemşehrim,defnetmek mi istiyorsun? Bir türlü önüne geçemediği hıçkırıkların arasından cevap verdi. -Evet. Yanına iki asker geldi,sağdaki sordu. -Nereye götüreceğiz? Kesik kesik cevap verdi. -Bir yere götürmeyeceğiz buraya defnedeceğiz. Sırt kazmalarını çıkarıp, eşmeye başladılar. Molla Kazım da, ''Nereye götüreceğiz?'' diye soranın küreğiyle atarken , hıçkırıkları seyrekleşiyor, ama gözyaşları hiç azalmıyordu. Diğerinin sesinde içli bir derinlik vardı. -Akraban mıydı? -Hayır. -Arkadalındı demek ki. -Evet -Kardeşle aramızdaki yakınlığı kader kuruyor. Arkadaşlığa ise kafa,gönül,ideal, irade de karışıyor. Bunun için kimi arkadaşlara insan daha yürekten acıyor.
Reklam
"Fazla ihtiras insanda değil kurnazlık, sıradan bir kişideki kadar bile akıl bırakmıyor. Talihten medet umacağımıza, temkini elden bırakmamalıydık."
Sayfa 440
Zabit efendiye söyle gözümün nuru Muratım ; sen bizim İsmailimizsin .Seni biz Allah yolunda kurban gönderdik . Nasıl ki kurbanlık koçlar kınalanıyorsa , ben de saçlarına kına yaktım .
Az yaşasak, çok yaşasak ne olur ? En uzun ömür için bile , “ Göz açıp kapayıncaya kadar geçti “ denmiyor mu ?
Reklam
Ne yazık ki ölmesini bilmeyen milletlerin vatanı yoktur .
Bir komutan için en büyük düşman etrafına korku salan kimselerdir. Türkler , gerçekten cesur ve göründükleri yerlerde dehşetli korku salıyorlar . Masal kitaplarında değil ; düşenleri umursamadan süngü takmış parıltılar içinde bir uzun insan hattı , “ Allah ! Allah !” naralarıyla üzerimize koşuyor . Bu şartlarda ve daha kötülerine rağmen , canlı veya ölü bu topraklarda kalacağız .” Hamilton
Savaş iyi şey değil ; ne yapalım ki yabancıların vatanımızda gözleri var .
İçinde bulunduğumuz sıradan bir savaş değil . Çekileceğimiz yer kalmadı. Kaderimizin saati çalmıştır ; ya yok olacağız , yahut da şerefimizle yaşayacağız . En güçlü , en modern silahlarıyla saldıran düşmana ancak canımızla karşı koyabiliriz !…
Her milletin yükseliş , düşüş dönemleri vardır. Böyle hazin günlerin neslimize rastlamasını istemezdim ; ne yapalım ki rastladı. Şimdi kader deyip sabretmeli , fedakarlıktan kaçınmamalıyız . Beni daha çok yaralayan , yüzyıllardan beri beraber yaşadığımız gayri Müslim vatandaşlarımızın bayram yapmaları , karşılama komiteleri kurmaları oldu .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.