.
Senden boşalmış bir dünyaya müsamaha göstermiyorum. Denedim. Bir yıl boyunca her kara ağaca Marya Morevna adını verdim; Buz kalıplarında senin yüzünü aradım. Karanlıkta, senin kaybını solgun altın gibi inceledim.
...
.
Büyü bunu yapar. Seni boşa harcıyor. Sizi kulağınızdan yakaladığında, gerçek dünya giderek sessizleşir, ta ki siz neredeyse hiç duyamayacak hale gelene kadar.
...
.
Her yerde yaşadığın gibi yaşayacaksın. Zorlukla ve kederle. Evet, öldün. Ve ben, ailem ve herkes, her zaman, sonsuza kadar. Taş gibi hepsi ölü. Ama ne fark eder? Yine de sabah işe gitmek zorundasın. Hala yaşamak zorundasın.
...
Okuduğum en ilginç, karışık ve karşısında cahil hissettiren kitaplardan biriydi. Öncelikle kitabı okuyacaksanız mutlaka Rus Masalları veya Efsanelerini okumanız gerekiyor. Daha önce Rus masallarına merak sarmadığım için kafam karıştı ve kimi yerlerini anlamakta ve takip etmekte zorlandım. Yazar, Ölümsüz Koşey'in Ölümü masalını Rus devrimine, Lenin ve Stalin döneminde ayağı olan bir roman şeklinde kurgulamış. Bu açıdan atıfları beğendim denilebilir. Fakat yine anlaşılmaz bir şekilde kitabı kapattım. Buna benzer Lanark isimli bir kitap okumuştum. Onu tercih ederim; en azından kitap sonunda her şeyi çözmüş ve kafama oturtmuştum çünkü
Marya o gece ısınmak için tavan arasındaki tüm kitapları yaktı. Onları aşağıya taşıdı, ama birer birer; çünkü Aralık onun gücünü yiyip bitirmişti. Onları kuzinede tutuşturdu ve dördü birden etrafında toplanıp ellerini uzattı. Sonuncusu Puşkin'di ve Marya ağladı ama gözyaşları olmaksızın. Çünkü ekmeğiniz olmazsa gözyaşınız da olmaz
Tam istediğin türde bir kız; her zaman aç, yaralı ve muhtaç. Seni sevmeye yarayan bir makine. İçimde senin eserin olmayan hiçbir şey yok. Ekin kargası geldiğinde altı yaşındaydım- altı! Elinde eğip büktüğün benim bütün yaşamım. Büyüyünce ne olacaktım? Nasıl bir insan olacaktım? Saf ve mutlu biri mi? Bir kuşun kanadıyla hiçbir zaman bozulmamış olsaydım? Yeniden kendim olmak istiyorum. Altı yaşında olmak istiyorum. Bildiğim her şeyi bilmemek istiyorum. İvan tıpkı benden çaldığın yaşama benziyor.
Bir İvan sadece şu an, onun ufacık bir alevi anlamına gelir; yeşil bir kırda, dudakları dudaklarında. O anın uzayıp sürmesi anlamına gelir. Ama sonsuzluk denen şey aydınlık değildir; alakası yoktur. Sonsuzluk soğuk, sert ve nihaidir.
Biz saplantı oluruz. Bizim doğamız bu. Zaman, çıkrıktaki iplik gibi kıvrılıp birikirken aynı yolda daireler çizerek döner dururuz; adımlarımızı birbirimizinkine uydururuz; tekrar tekrar aynı masalları sahneler, aynı hareket dizinlerini tekrarlarız. Desenler hoşumuza gider. Rahatlatıcıdırlar. Bazen ufak değişiklikler olur - ev yerine araba, adı Yelena olmayan bir kız. Ama bir fark yoktur gerçekte. Hem de hiç.