“Gönüldeki koca boşluğu, aklı loş olan anlar. Mertebe değil, bu bir ertelemedir esasında. İçerideki boşluğa seslendikçe büyür insanın kendi sesi. Boşluktandır zan altında kalışı ve kendini bir büyütecin merceğinden izleyişi. Büyük değil, küçücüğüz ya hepimiz ve en basitiyiz ya evrenin aslında… İçindeki evrene bağırır gibi seslenince kendine, şaşıracağın tek şey kendi duruş halinin değil, içinin kocamanlığıdır bana göre..”
Diyorum kendime, demek ki: Dünle bugünün farkı Bir telefon ucu Bir pencere dışı Ben dünken yok Bugünken varsam Mesafeler güzel Mesafelerin aslı sevilesi Ben değilim mesafe Mesafe bize ait olmayan bir evde olmaktı sadece.
Reklam
Ne fark etti hayat Seni bana ekleyince? Seni oldurmuşken Beni yormuş kendince Sen su koyvermişken Ben bir bardak su dökmüşüm yerlere. Ne fark etti hayat Seni sevince Aynı yere büyümüşüz Farklı evlerde!
“Dün. Öylece yani. Birdenbire Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde Granit duvarlı binanın anlamsızlığına, Şehrin boşu boşunalığına içerlerken Bırakmışım son nefesimi kaldırıma.. Bitmiş, Öylesine yani. Birdenbire..”
Kaç kere gittim senden? Kaç kere geri geldim. Sen bir gittin ki; yoksun artık!
“İç burkulmasında kendi kıskacına takılan insan; her yer artık iki boyutlu, her yer iki kıskaç. Kendi zorundan nasıl kurtarırsın kendini..”
Reklam
280 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.