Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

daüssıla malihulya nostalgia

daüssıla malihulya nostalgia
@catliycak
13 okur puanı
Şubat 2017 tarihinde katıldı
daüssıla malihulya nostalgia bir yorumu yanıtladı.
Atatürk hakkında.
O gün, orada, onun karşısında çocuk kafamın koyduğu ilk teşhis şu oldu: Bu gözlerden hiçbir şey kaçmaz arkadaşlar. Bu adam kandırılamaz, aldatılamaz.
Sayfa 51 - YKYKitabı okudu
daüssıla malihulya nostalgia okurunun profil resmi
fikret başkaya da paradigmanın iflası isimli kitabında şöyle diyor: "Kişiyi yüceltmekle kişiye tapma arasında doğru yönde bir ilişki vardır. Fakat asıl amaç yüceltilen kişi değildir. Yüceltme, mistifikasyon yaratmak içindir. Böylelikle tarihsel olaylar çarpıtılmak istenir. Tarihsel olayları çarpıtmaktan amaç da, sınıfsal çıkarları gizlemektir. Tarihsel olayların çarpıtılmasında, bir liderin kişiliğinin arkasına gizlenmek ekseri başvurulan bir yoldur. Bir Osmanlı Paşa'sını yarı-ilâh durumuna getirenler, elbette bunu boşuna yapmadılar. Sınıfsal çıkarların bir gereği olarak, M. Kemal'i putlaştırdılar. Aslında Paşa'nın putlaştınlmasının nedeni, başarılan şeylerin büyüklüğünden çok, emekçi kitlelerden gizlenmesi gerekenin öneminden kaynaklanıyordu. Mustafa Kemal'in yaptıkları, bir başka Mustafa'nın, Mustafa Reşit Paşa'nın başlattığı "olaylar" zincirinde sadece bir halkaydı, üstelik zincirin büyük bir halkası da değildi. Tanzimat, Islahat, Meşrutiyet, Cumhuriyet yarı-sömürgeleşmenin aşamalarıdır. Oysa resmi ideoloji ve kişi kültü üreticileri tarafından Cumhuriyetin kurulması yarı-sömürgeleşmenin sonu olarak gösterilmek istenmiştir... Bir üretim tarzı olarak kapitalizmin her gelişim aşamasına, her tarihsel dönemine uygun düşen sömürü yöntemleri oluşuyor. Siyasal plandaki bağımsızlık bu bakımdan yeterli olmadığı gibi, Türkiye daha önceki dönemde de siyasal bağımsızlığını yitirmiş bir ülke değildi. M. Kemal Tanzimat geleneği dışında değil, söz konusu geleneğin en radikal sürdürücüsüydü. Ne ki, resmi ideoloji tarafından ısrarla Tanzimat geleneği dışında gösterilmeye çalışıldı. Cumhuriyet aydınları kişi kültü üretip kişiye tapma yolunu seçtiklerinde, buna mecburdular. Şevket Süreyya Aydemir; "İnkılâbımızı oturtmaya ve Atatürk'ü putlaştırmaya mecburduk... Ama şimdi size ifade edeyim, kitabımda da yazdım: Kahraman putlaştığı zaman ölür"[*] diyor. (...) Tarihsel olayları tahrif ederek ve gerçeğin saptırılmasıyla hegemonya boşluğunu doldurabilirlerdi... Dünyada sağlığında ve ölümünden sonra M. Kemal kadar anıtı dikilmiş, heykeli, büstü yapılmış, resimleri çoğaltılmış bir başka lider herhalde yoktur. M. Kemal heykel ve anıtlarının yapılmasından pek çok hoşlanıyordu, ilk anıtı 1927'de Sarayburnu'nda dikilmişti. Daha sonra heykel ve anıtları görülmemiş boyutlarda arttı... 5 Ağustos 1935 tarihli (M. Kemal'in hayatta olduğu tarih) Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan bir haberde; "Atatürk yarım bir ilahtır; Türkler'in babasıdır. Hiçbir devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir; ne Mussolini'nin ne Hitler'in, ne de Lenin'in anıtları onunkilerle ölçülemez" deniliyordu. Öyle görünüyor ki, yapılan heykeller, anıtlar vb. ideolojik hegemonya boşluğunu doldurmanın bir aracı olarak görülüyor."
1 önceki yanıtı göster
daüssıla malihulya nostalgia okurunun profil resmi
"ben mutlu oluyorum" çok rasyonel bir izah oldu :) efendim burada hissi ve kalbi bir mevzudan, sevgiden ve muhabbetten bahsetmiyoruz. yapılan bir şeyi tebarüz ettirmeye gayret ediyoruz. hem ayrıca atatürk'ün zıt kutbuna koyduğunuz insanı benim yeğ tuttuğum kanaatine nerden vardınız? hiç ama hiç böyle bir durum yok. bu mahalle ağzıyla, bu benimki seninkini döverci tutumla ve adam yarıştırmayla vasıl olunabilecek düzey pek seviyesiz bir düzeydir. argümanını ortaya koyarsın ve bu argüman karşılıklı olarak muhasebe edilir. beriki de gelip ben şu görüşü seviyorum ve şu şu görüşe karşı çıkanlar daha çok dikkatimi çekiyor, bu olayın vetiresi ve sonuçlarıyla ilgilenmem diye bir izahta bulunursa fikirlerin konuşulmasına imkan mı kalır? anaokulu çocuğu seviyesinden ne farkı var bunun ?
2 sonraki yanıtı göster
Reklam
"O kadar çok yazardı ki; kalemi, elinin bir uvzu hatta altıncı parmağı gibiydi."
daüssıla malihulya nostalgia bir yorumu yanıtladı.
Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
Bu yorum görüntülenemiyor
Geri159
296 öğeden 296 ile 296 arasındakiler gösteriliyor.